Küçükken ailem yada akrabalarım büyüyünce bana ne olacaksın diye sorduklarında,herkese aynı cevabı verirdim.
“Ben çöpçü olacağım”
Herkes gülüşürdü,
”Peki niye doktor,avukat,asker,polis,öğretmen değilde çöpçü olmak istiyorsun?derlerdi.
Herkese verdiğim cevap açık ve netti.
“Çöpçü olacağım çünkü,yerleri süpürürken çok oyuncaklar bulacağım,oyuncaklarım oluncada çok mutlu olacağım”derdim.
Yaşadığınız ortam ve ekonomik durumunuz, malesef hayallerimizide sınırlı, küçük olmasına sebep oluyordu,hayata bir sıfır mağlup başlıyorduk.
Buna karşılık,ekonomik şartları iyi olan ailenin çocuklarının hayalleri ise sınırsız ve çok çeşitli olabiliyordu.
Yıllarca bu çöpçü mesleğini çok önemseyerek herkese aynı cevabı verdim.Çöpçü olma hayalimi gerçekleştiremedim ama, konservatuvara girip mezun oldum ve sanatçı olmayı tercih ettim.
Doktor,asker,polis,avukat,öğretmen, her kılığa girip tüm meslekleri sahnede seyircilerin karşısında oynadım.
Hiç kuşkusuz çocukken; ‘Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?’ sorusundan sonra bir başka çok sinir bozucu soru da şuydu,
“Büyüyünce ne olacaksın?
Bu soruyla karşılaşmayan var mıdır bilmiyorum ama herkesin farklı cevap verdiğini biliyorum.
Çünkü çocuklukta bu sorunun cevabına hayalgücü eşlik eder. Araştırmalara göre insan en çok çocukken sınırsız hayal kurabiliyor.
Çocukluktan sıyrılıp gerçek hayata adım attığımız anda kesinlikle daha gerçekçi düşünmeye zorlarız zihnimizi.
Bir gencin gelecek planı ne kadar net olabilir? 15 yaşında bir gencin “ben doktorluktan başka bir meslek istemem” diye kafasına koyması onun kararlılığının bir örneği sayılabilir mi? Örneğin,doğayı anlayıp, insanlara yararlı bir şeyler yapmak istiyorum, diyen bir gencin daha esnek, daha az kısıtlayıcı ve gerçekleştirilebilecek çok sayıda gelecek hayali olabilir.
Anneler ve babaların çocuklarına “şu mesleğe sakın gitme, mutlaka buna git” tarzı dayatmalarının altında, “biz şunu yapmadık ya da yaptık, bak başımıza neler geldi, sen şöyle yap” sözleri hepimiz duymuşuzdur.
Kendi hayatlarındaki tercihlerinin sonuçlarını beğenmeyen, yaptıklarından memnun olmayan ve tabii ki, kendisini daha iyilere layık gören anneler ve babalar, bugünkü mutsuzluklarını geçmişteki seçimlerine, katlandıkları özverilere bağlamaya bayılırlar.
Çocukların büyüyünce ne olacaksın sorusuna verdikleri cevaplara bir bakalım.
-5 yaşında çocuğa, büyüyünce ne olacaksın sorusuna verdiği cevap. “ Beyin doktoru olacağım”
“Peki niye beyin doktoru olmak istiyorsun?
“ İnsanların kafasın da ne var onu merak ediyorum”
Aynı çocuğa,
- 7 yaşında çocuğa bu soru sorulmuş verdiği cevap,
“ Öğretmen olacağım”
Çocuklar büyüdükçe, her yıl meslekleri de değişebiliyor.
-Bir başka çocuğa “büyüyünce ne olacaksın sorusuna verdiği cevap. “Hurdacı, olacağım,hurda işinde çok para varmış.
-Bu çocukta evde büyükleri ne konuşuyorsa,ekonomi ,kafasını ve hayalini oldukça zorlamış.
-Bir başka araştırmaya göre,İlkokul çağındaki kız çocukları genellikle öğretmen olucam diyorlarmış.
-İtfaiyeci olacağım,
-Babam gibi traş olucam büyüyünce,
-Süslü püslü kıyafetler giyerek şarkılar söylüyeceğim, herkes de beni alkışlayacak,diyenler.
-Süper kahraman olup kötülerle savaşacağım ,diyenler.
Benim gibi
-Çöpçü olmak istiyorum. …diyende hala var
-Messi gibi futbolcu olucam, bir sürü goller atıcam.
-4 yaşındaki çocuğun cevabı” ben büyüyünce devlet olacağım
-Kız çocuklar arasında klasik cevap,”Gelin olacağım “
Çocuk nasıl bir ortamda büyümüş ve bulunmuş ki verdiği cevap çok düşündürücü, ”Ben büyüyünce serseri olucam “
-En mütevazi cevap ise,anaokulunda öğretmenin sorusuna verilen cevap olmuş,”bakkal olacağım,çok çikolata ve şekerlerim olacak!
-Yeni kuşak ve annenin meslek seçimi arasındaki fark.
Anne çocukken, “bilim kadını olucam”
Çocuk, “youtuber” olmak istiyor,
Eee youtuberlikte artık bir meslek, parası doktordan bile çok!!
Biz anne ve babalar, çocuklarımızın meslek seçimi sürecinde her şeyden önce iyi bir rehber olmalıyız ki yaşamı boyunca karşılaşacakları her türlü olaya , sağlam,bilinçli kararlar almasını konusunda yardımcı olmalıyız.
Bunun için,
Çocuğuyla doğru iletişim kurmalıyız.
Mükemmeliyetçi anne ve baba tutumu sergilememeliyiz.
Çocuğunu başkalarıyla kıyaslamamalıyız.
Çocuğun kişisel özelliklerini iyi gözlemlemeli ilgi duyduğu alanları doğru tespit etmeliyiz.
Çocuğun ilgisinin olmadığı alanlara yönlendirmeliyiz.
Başarılarını takdir etmeli başarısızlıklarında da onun yanında olduğumuzu ve ona inandığınızı hep hissettirmeliyiz.
En önemlisi,motivasyon ve moral desteği sağlamalıyız.
Anne ve baba olarak, çocukların ilgi ve yeteneği hangi yönde yoğunlaşmış ise destek olarak onlara doğru rehberlik edebilmeliyiz.
aliyilmaz1960@gmail.com