Takibe düşen, ticari kredilerde 2023 yılı nisan ayı ile içinde bulunduğumuz yılın aynı ayına göre yüzde 63.6 oranında bir artış yaşanmış dersek aklınıza ilk etapta ne gelir?
Evet bizde sizler gibi düşünüyoruz.
Piyasalardaki daralma sonucu, son iki yıldır işlerini borç-harçla çevirmeye çalışan tüccar ve sanayiciler artık borçlarını ödeyemez duruma gelmişler. 2023 yılının nisan ayında 126.6 milyar lira olan takipteki ödenemeyen borçlar bu yılın aynı ayında 207.2 milyar liraya yükselmiş. Yine aynı dönemde takibe düşen KOBİ kredilerinde de yüzde 106 oranında bir artış olmuş. 2023 yılında 52.4 milyar lira olan takibe düşen KOBİ kredileri bu yılın aynı ayında 108 milyar liraya ulaşmış.
Ticaret ve sanayide bunlar yaşanırken vatandaşların durumu da benzer bir seyir izliyor. Vatandaşların kredi kartları, bireysel kredi borçları da adeta patlamış, tavan yapmış. Öyle ki, takipteki tüketici kredisi alacakları yüzde 212, takibe düşen kredi kartı alacakları yüzde 801 oranında artmış.
Burada yer alan tüm rakamlar BDDK verileri, yani öyle kafadan uydurduğumuz bir şey yok. Enflasyonla mücadele kapsamında başlatılan iç talebi daraltma politikasının doğal bir sonucu olarak bugün böylesine olumsuz bir tablo ile karşı karşıyayız.
Nitekim; takipteki borçlar159 milyar liradan, 2025 nisan itibarıyla 358.3 milyar liraya yükselmiş. Yani, iki yılda yüzde 125 oranında bir artıştan söz ediyoruz.
Gelin şimdi bu tabloyu biraz daha detaylandıralım.
Tüketici kredileri 24.1 milyar liradan, 75.2 milyar liraya yükselmiş. Artış oranı yüzde 212. Konut kredileri de 542 milyon liradan 799 milyon liraya yükselmiş. Yüzde 47.4 oranında bir artıştan söz ediyoruz. Taşıt kredilerinde yüzde 95 oranında bir artış söz konusu. Takibe düşen taşıt kredisi 129.2 milyon liradan 252 milyon liraya yükselmiş. Takibe düşen ihtiyaç kredilerinde de yüzde 216 oranında bir artış söz konusu olmuş. 2023 nisan ayında 23.5 milyar lira olan rakam 72.2 milyar liraya yükselmiş. Bireysel kredi kartı kullanımında da yüzde 801 oranında artış söz konusu. 8.4 milyar lira olan takipteki bireysel kredi kartı borçları bu yılın nisan ayında 75.7 milyar liraya yükselmiş.
Rakamları alt alta koyduğunuzda, tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarında takibe düşen miktar 32.5 milyar liradan 151 milyar liraya ulaşmış. Artış oranı net olarak yüzde 364 olmuş. Konut, taşıt ve ihtiyaç kredi borçları bunların dışında.
Toplama baktığımızda tüketici kredileri yüzde 75 artışla 1.2 trilyon liradan 2.1 trilyon liraya yükselirken, bireysel kredi kartı hacmi yüzde 241 artışla 577 milyar liradan 1.9 trilyon liraya ulaşmış.
Bu rakamlar bize şunu gösteriyor. Vatandaşlarımız, günlük harcamalarını dahi kredi kartıyla veya borçlanarak karşılamak zorunda kalıyorlar. Bu rakamlara bakıldığında, önümüzdeki en az on yılımız bankalara borç ödemekle geçecek. O da şartlarda bir parça iyileştirme sağlanabilirse. Gerçekten, ülkemizde çok büyük bir kesim ağır bir geçim sıkıntısı içinde yaşam mücadelesi veriyor.
Ülke kaynaklarının yüzde 85’ini nüfusun yüzde 15’i kullanıyor, kalan yüzde 15’ini, nüfusun yüzde 85’ine paylaştırmak zorunda kalınırsa işte ortaya böyle ağır bir tablo çıkıyor.
Özetle;
Ülkemizde adil bir paylaşım gerçekleştirilemediği sürece, bütçe yükünü çalışan ve yoksul kesimler karşıladığı sürece bugünlerimizi de arar hale geliriz. Çok değil bir süre önce ağır bir kış şartlarından çıktık ve ne kadar tarım ürünümüz varsa çoğunu don ve soğuklar vurdu. Bir hafta öncesine kadar 40-50 lira bazında satılan domatesin kilosu 80 liraya kadar yükseldi. Bu sadece bir örnek. Tüm tarım ürünlerinde astronomik fiyat artışlarına şahit oluyoruz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi günlük ihtiyaçlarını bile kredi kartıyla ya da borçlanarak sağlamaya çalışan vatandaşlarımızın ağırlıkta olduğu orta yerde dururken, gelecek aylarda takibe düşen hem borç miktarı hem de vatandaş sayımızın artacağını söylemek kehanet olmayacaktır. İyi de bu borçları kim ödeyecek ?