BİRDE FAİZİ DÜŞÜRDÜK DİYORLAR

Hazine 2028 vadeli eurobond ihracını 1,5 milyar dolar borçlanma miktarı ve yüzde 10 faiz ile tamamladı. Türkiye Cumhuriyeti...

Hazine 2028 vadeli eurobond ihracını 1,5 milyar dolar borçlanma miktarı ve yüzde 10 faiz ile tamamladı.

Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi, 1,5 milyar dolarlık bu borç için 5 yılda toplamda 750 milyon dolar faiz ödeyecek!

Açıkça söylemek gerekirse Recep Bey’in akla, mantığa, ekonomi bilimine aykırı “faiz sebep enflasyon sonuçtur” iddiası üzerine enflasyon bu kadar yüksek bir seviyede seyrederken girişilen faiz indirme deneyi tam bir felaketle sonuçlanmış bulunmaktadır.

Bir yıllık bu deney sonucunda:

  • Enflasyon patlamış; ENAG verilerine göre yüzde 185’e ulaşmıştır.
  • Kurlar patlamış; dolar ve euro kuru 18,60 seviyesine tırmanmıştır.
  • Dış ticaret açığı patlamış; 110 milyar dolar seviyesine koşmaktadır.
  • Bütçe açığı patlamış; aylık 70 – 80 milyar lira seviyesine gelmiştir. Orta Vadeli Planda 2022 yılsonu bütçe açığı 461 milyar TL olarak öngörülmektedir.
  • İşsizlik patlamış; İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı 3 milyon 178 bin 25 kişi olmuştur.
  • Faizler patlamış; devletin dolar bazında borçlanma faizleri % 10 gibi astronomik bir seviyeye yükselmiştir.
  • Türkiye’nin CDS primi patlamış; ülkenin iflas riskini gösteren 900 baz puanın üstüne kadar tırmanmıştır.
  • Ticari ve bireysel kredi faizleri patlamıştır; hem kredi faizleri yükselmiş ve hem de krediye ulaşmak çok zorlaşmış bulunmaktadır.
  • KKM patlamıştır; Aralık 2021 de kurların yükselişini durduracak diye icat edilen Kur Korumalı Mevduat hesapları 1 trilyon 443 milyar 111 milyon liraya ulaşmıştır. 77 milyar dolara karşılık gelen bu seviye kurların her 1 lira artışında kamuya 77 milyar liralık ek yük getirecek, bütçe açığını patlatacaktır.

Bu noktada düşen tek şey olsa olsa Merkez Bankasının bankalara verdiği borcun faizidir ve üstelik Recep Bey o faizin daha da düşürüleceğini beyan ediyor. Bunun sonucunda da bankaların karı patlamış bulunmaktadır.

Bankalar Merkez Bankasından enflasyonun çok çok altındaki faizle aldıkları borcu kredi olarak yüksek faizle satmakta ve fahiş kar elde etmektedirler.

Banka kredi faizleri her ne kadar çok yükselmiş olsa bile bu gün enflasyonun çok ama çok altındadır. Bankadan kredi alıp bunu kullanan herkes büyük paralar kazanmaktadır.

Yüksek enflasyon ve negatif faiz seviyesi yüzünden ülkede büyük bir servet transferi yaşanmaktadır. Bu süreç zengini daha zengin yaparken yoksulu daha da yoksullaştırmakta ve hatta açlığa mahkûm etmektedir…

Türkiye daha önce hiç milyonlardan alınıp milyonerlere verilen böyle bir servet transferi dönemi yaşamamıştır.

AKP ve ortağı küçük partiler iktidarlarını sürdürebilmek için uyguladıkları saçma sapan ekonomik politikalar ile Türkiye’nin geleceğini karartmakta ve gelecek nesilleri bile borca batırmaktadırlar.

Bu gidişat durdurulamazsa Türkiye’nin çok büyük bir borç krizi ile karşı karşıya kalacağı aşikârdır.

Durum Abdülhamit’in 1881 yılında Menderesin 1958 yılında ilan ettiği moratoryumlar kadar zor ve çetrefilli bir haldedir.

İktidar mensuplarının bu kadar kötü durum bir durumda bile ortaya koyduğu umursamaz hal ise tam bir felakettir.

Demedi demeyin çözümsüz geçirilen her gün, çözümü çok daha zor ve acılı bir hale getirecektir.