Yemek yemek çoğu zaman yalnızca bedenimizin ihtiyacını karşılamak için yaptığımız bir şey gibi görünse de gerçekten bazen duygularınızı susturmak için de tabağa yönelebilirsiniz.
Gergin bir günün ardından kendinizi bir anda mutfakta bulmak, yalnız hissettiğinizde tatlılara sarılmak...
Bunlar birçok insanın zaman zaman yaşadığı ancak sık sık tekrarlandığında içinden çıkılması zor bir döngüye dönüşen davranışlardır.
Duygusal yeme çoğunlukla fiziksel açlık hissiyle başlamaz.
Arka planda yoğun duygularla baş etmeye çalışırken bilinçsizce yeme davranışı sergilenir.
Kendinizi huzursuz, üzgün, stresli ve öfkeli hissettiğinizde kısa süreliğine de olsa rahatlama umuduyla bir şeyler atıştırırsınız.
Ancak yemeği bitirdikten sonra genellikle bir pişmanlık, suçluluk ya da kendinize duyduğunuz öfke devreye girer.
Bu duygular, bir sonraki duygusal yemeye davetiye çıkarır ve zincir kırılmadan devam eder.
Bu alışkanlığı bırakmak kolay değildir.
Çünkü beyniniz yediğinizde ortaya çıkan kısa süreli rahatlamaya hızla alışır.
Yemeğin verdiği o anlık huzur ve mutluluk hissi, altta yatan sorunları geçici olarak görünmez kılsa da temeldeki sıkıntılar hala yerindedir ve tekrar nüksetmeye hazırdır.
Bu döngüyü durdurabilmek öncelikle duygularınızı fark etmekle başlar.
Kendinize şu basit soruyu sormak çok kıymetli olabilir: ‘Şu an gerçekten fiziksel bir açlık mı hissediyorum yoksa yaşadığım bir duygunun etkisiyle mi yemeğe yöneldim?’
Eğer cevap duygulara işaret ediyorsa o an yemeğe yönelmek yerine başka yöntemler denemek oldukça faydalı olabilir.
Örneğin, birkaç derin nefes alarak kendinize kısa bir moda verebilir, dışarıda kısa bir yürüyüş yapabilir ya da güvendiğiniz bir yakınınızla duygularınızı paylaşabilirsiniz.
Ayrıca, bir günlük tutarak hislerinizi yazarak ifade etmeyi deneyebilirsiniz.
Bu yöntem duygularınızı daha net görmenize yardımcı olabilir.
Dilerseniz meditasyon veya farkındalık egzersizleriyle anda kalmaya çalışabilir, kas gevşetme teknikleri uygulayarak bedeninizdeki gerginliği hafifletebilirsiniz.
Tüm bunlara ek olarak, müzik dinlemek, hobiyle uğraşmak veya kısa bir süre için yaratıcı bir faaliyete yönelmek de ruh halinizi olumlu yönde etkileyebilir.
Bazı durumlarda ise tek başına baş etmek mümkün olmayabilir.
Böyle anlarda bir uzmandan yardım almak, duygularınızın kökenine inmek ve baş etme yöntemlerinizi geliştirmek açısından çok faydalı olur.
Önemli olan kendinizi yargılamadan ve suçlamadan bu davranışınızı anlamaya çalışmak ve daha şefkatli bir tutum benimsemektir.
Unutmamalı ki duygusal yeme, iradesizliğin değil zorlayıcı duygular karşısında hayatta kalma çabasının bir sonucudur.
Kendinize nazik yaklaşmayı öğrenerek bu zinciri kırmak için ilk adımı atabilirsiniz.