Patırtılı geçen ömrümüz asla rölantiye düşmeden tüm hızıyla devam ederken bu rabarbanın arasında doğru seçime kanalize olmaya çalışıyoruz. Bu süreçte en çok ihtiyacımız olan şey iletişim. Doğru iletişimi sağlamak ise böyle bir durumda pek mümkün değil.
Bizim en çok iletişime ihtiyacımız olduğumuz bu süreçte bolca basın toplantısı haberleri almaya başladık. Bu seçim alanları dolana kadar da bu şekilde devam edecektir. Seçim döneminde medyanın farklı alanlarında yer alabilmek ve propaganda seçeneklerini çoğaltmak isteyen parti liderleri ‘sizlerin de birikimlerine ihtiyacımız var’ türküsünü söyleyerek geziyorlar. Aslında bir yandan bu düşünce sistemine hakim olup bunları çekmek ne kadar zül gelse de insana yine de güzel yanları da yok değil.
Şimdi biz gazetecilere bol bol haber ve bülten yollayacak partiler altı boş, içi kof yalanlarla insanlara propaganda yapmaya çalışacak. Birbirine muhalefet eden her alanın kızıştığı bu yerde gazeteciler nerede durmalı ve taraf olmalılar mı?
Gazeteci tarafsız bir şekilde her alanda herkese yer vermelidir fakat her gelen enformasyon sadece bilgi amaçlı değil ince kara propaganda emelleri içeriyor olabilir. İlk önce dikkat edilmesi gereken budur. Daha sonra yalan olarak gerçekten çok rahat teyit edilebilecek enformasyonlara yer vermemek gerektiğini düşünüyorum. Evet herkesin basında yer bulmaya hakkı vardır fakat bunun için gerçek aldatmaca varsa buna kesinlikle yer verilmemelidir. Bunu hangi motivasyonla yapacağımız da aslında çok basit. Doğru propaganda doğru sonuçlara, doğru yönetim biçimlerine çıkacaktır. Bir gazetecinin ise ilk düşünmesi gereken her şeyden önce yaşadığı ülkenin özgürlük sorunlarıdır. Bunu halletmenin motivasyonu ile hareket edilirse geri kalan her şey hallolur bim-bam-bom çok şükür dostlar diyebilecek yere geliriz…