BETON KANAL HEVESİ

Görünen o ki iktidarın İstanbul’a, koskoca İstanbul Boğazı’nın hemen yanı başına beton bir suni kanal yapma hevesi hız kesmeden devam ediyor.

Onca yazdık, çizdik bu hayalin, kârlı ve makul bir yatırım olmadığını, kente de, çevreye de, ekonomiye de çok büyük zarar vereceğini anlattık.

Fakat anlaşılan sesimiz sarayın sağır duvarlarını aşamadı, idrak damarları tıkalı politikacı ve bürokratlara ulaşamadı ki hala aynı teraneyi okuyup, biz bu kanalı yapacağız diyorlar.

En son olarak büyük bir olasılıkla AKP MHP ortaklığında kurulan Cumhur ittifakı iktidarı sonrası iktidar olacak Millet ittifakının en büyük bileşeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir mektup yazarak bu projeye katılmak isteyebilecek ülkeleri ve o ülkelerin yatırımcılarını peşin peşin uyardı.

Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından Türkiye’deki tüm büyükelçilere kendi dillerinde gönderdiği mektubu, “Ülkemizdeki tüm büyükelçiliklere bugün kendi dillerinde gönderdiğim çağrı mektubudur. Suyumuz, toprağımız, doğamız bizim her şeyimizdir; yok edilmesine izin vermeyeceğim. Milletimin bilgisine sunarım” notuyla paylaştı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun mektubu aynen şöyle:

“Değerli Büyükelçi,

İklim krizi tüm dünyanın ortak sorunudur. İklim krizinden geçmekte olan dünyayı ağır bir şekilde etkileyecek bir proje, bugün Türkiye’nin gündeminde. ‘Kanal İstanbul Projesi’, ekolojik sistemi altüst ederek sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya zarar verecek niteliktedir. İklim kriziyle mücadelenin ortak sürdürülmesi için Akdeniz havzasının en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul ve dünyamızın geleceği adına bu çağrının yapılması zorunlu bir hal almıştır.

Bütün dünyanın iklim krizinin yıkıcı etkileriyle mücadele içinde olduğu bir süreçte, ‘Kanal İstanbul’ gibi ekosistem bütünlüğünü bozarak doğaya geri dönüşü olmayan zararlar verecek bir projenin desteklenmesi, doğanın korunması ve iklim krizi ile mücadeleyle taban tabana zıt niteliktedir.

Ülkenizdeki yatırımcılar, Kanal İstanbul gibi her yönüyle dünya iklimine karşı bir hareket olan bu projeyi desteklememelidir. Bu, ülkemiz ile birlikte dünyanın iklimine de dönülmez bir zarar verecektir. İstanbul’a ihanet, dünyaya ihanet anlamına gelir. Kanal İstanbul Projesi’nin uygulanmasının önlenmesi için mücadele vermeye devam edeceğim.

Ülkemin iklimini, havasını, suyunu, toprağını korumak benim görevim. Sizlere de dünyayı korumak için çağrıda bulunuyorum. ”

Bu çağrıdan sonra biri kalkar da bu hayale para yatırırsa artık sorumluluk tamamen onundur. İktidar değişince onun burnundan fitil fitil getirmek de Kemal Beyin boynunun borcudur…

Bundan sonra kimse kalkıp da uyaran olmadı ben ettim sen etme falan demesin…

Hani Erdoğan devlette devamlılık vardır falan diyor ya bu söylem de geçer akçe değildir! Suçta ve suç olan fiillerde devamlılık falan olmaz, hiç kimse kente ve doğaya karşı işlenen bir suçta kendini muaf tutamaz.

Şunun şurasında seçimlere hepi topu 20 ay kaldı, birileri bu işe girişmek isteyecek olsa bile bir duralım bekleyelim seçim sonuçlarını görelim diyecektir.

Ayrıca bu uyarı sadece Kılıçdaroğlu tarafından yapılmıyor, bakın artık iklime, doğaya ve insana zarar verebilecek her türlü girişime aklı başı yerinde devletler, sivil toplum kuruluşları ve finans devleri karşı çıkıyor.

Siz iklimi değiştirir doğaya zarar verirseniz sonuçta ekonomik bir kazanç elde etmeniz hiçbir anlam taşımayacaktır.

Ben buradan bir daha iktidarı bu beyhude gayretten ve anlamsız hayalden vazgeçmeye çağırıyorum. Erdoğan bu anlamsız hayalden her ne murat ediyor, her ne umuyorsa otursun bir defa daha düşünsün, yol yakınken bu maceradan vazgeçsin derim…