BENİM ÇOK SEVDİĞİM SİYAHİ DOSTLARIM

Dostlarım diyorum ama aslında tanışıklığımızdan değil de mevzu tamamen kendimi onlara ne kadar yakın hissettiğimle alakalı. Mesela Louis Armstrong eskilerden bir dostum gibi. Onun ezgileriyle coşan beynimizde neler hayal ettiğimi açıklamam dahi mümkün değil. Yeni dostlarımdan Black Pumas bunlar gerçekten kalite kokan ezgiler çıkartıyorlar ortaya. Peki bu dostlarımız neden özellikle Blues ve Jazz alanında bu kadar başarılılar? Bu tamamen fizyolojik bir durum mu yoksa müzik bölgelerin etkisi altında gelişirken insanı ve acılarını hissedebiliyor mu?

Dostlarım diyorum ama aslında tanışıklığımızdan değil de mevzu tamamen kendimi onlara ne kadar yakın hissettiğimle alakalı. Mesela Louis Armstrong eskilerden bir dostum gibi. Onun ezgileriyle coşan beynimizde neler hayal ettiğimi açıklamam dahi mümkün değil. Yeni dostlarımdan Black Pumas bunlar gerçekten kalite kokan ezgiler çıkartıyorlar ortaya. Peki bu dostlarımız neden özellikle Blues ve Jazz alanında bu kadar başarılılar? Bu tamamen fizyolojik bir durum mu yoksa müzik bölgelerin etkisi altında gelişirken insanı ve acılarını hissedebiliyor mu?

Sanat bir zamanda, alanda tamamen bir su misali şekil alır. Baskıcı bir rejim görürseniz yeraltında kaliteli sanatla karşılaşır gözle görünür yerlerde ise sanatla alakası olmayan zımbırtılara maruz kalırsınız. Sevilen önemsenen kötü iken gerçek sanat genelde dışlanan ve yok edilmeye çalışan olur. Siyahi dostlarımızın yaptığı müziklerde böyle gelişim sağlamıştır. Döneme yapıya, düzene, hatta müziğin içinde merkezi algının körün değneği gibi tutturduğu kurallara dahi karşı gelmiş ve yeni türler yaratmışlardır. Elbette onların seslerine dahi yansımıştır çektikleri acılar. Anlamlandırmakta zorlanıyorsanız eğer Anadolu’nun ağıtlarına bakın. Savaş görmüş, bereketli olmayan, baskının içerisinde olmuş, soy kırımlarına maruz kalınmış bölgelerde notalar daha acı duyulur. Bu siyahi dostlarımızın durumları işte tam olarak böyle. Yıllarca süren kölelik düzeni sırasında maviye olan hasreti özlemle Blues’u yarattılar. Bunu geliştirip Jazz’ı bizlere kattılar. Ardından bu seferde gettolara atıldılar ve Hip-Hop’u doğurdular. Çünkü bir şekilde isyan etmek zorunda ve protest olmak zorundaydılar. Benim dışı beyaz içi siyahi dostlarımda var memleketimde. Hayatlarını protest geçirmiş, asla bundan bir an olsun ödün vermemiş. Her zaman bozuk düzene karşı durmuşlar. Biz de onların sesleriyle modern köleliğe karşı dik durmaya çalışıyoruz ve ‘Aldırma Gönül’ ne olursa olsun ‘Yoksa ben nasıl yenilenirim haydi gülümse’ diyerek yanlışın karşısında bir çelik misali duruyoruz.