BEN TAM BİR MANDACI İKTİSATÇIYIM

Vallahi de, billahi de, tallahi de mandaya bayılırım…

Vallahi de, billahi de, tallahi de mandaya bayılırım…

Ağzının tadını bilen biri Afyon işi ekmek kadayıfını hiç üstüne bembeyaz manda kaymağı koymadan yer mi?

Mangalda bol baharatlı mis gibi manda sucuğunun yeri bir başka değil midir?

Sayın Cumhurbaşkanımız da manda yoğurdunu şifa kaynağı olarak tavsiye etmiyor mu?

Manda sütünden yapılmış mis gibi kokan bembeyaz tereyağını bir dilim kızarmış ekmeğin üstüne sürüp bolca karabiber ve tuz ekerek yemeyi kim sevmez?

Vallahi ben manda kaymağını da, manda yoğurdunu da, manda sucuğunu da, manda tereyağını da çok sever, fırsat buldukça malum kolesterol molestrol hanımın göz yumduğu kadar yerim.

Dahası mandalar son derecede güçlü ve yarayışlı hayvandırlar. Zor, çamurlu, batak arazilerde muhteşem güçleri ile kolayca çift sürer, çamur mamur demeden ağaç köklerini, toprak keseklerini söker atarlar. Derisi de kalındır mandanın, eskilerde savaşçılara hafif zırh ve kalkan yapımında kullanılırdı öyle kolayına ok, kılıç, mızrak işlemezdi. Ayrıca mandaların gözü de pektir hele bir Afrika’da yaşayan yaban mandaları var ki öyle aslana maslana da pabuç bırakmazlar, boynuzu taktı mı savurur bir köşeye atarlar.

Sözün özü ben mandayı da manda ürünlerini de severim.

Eh işte iktisatçı olduğumuzda ortada, neticede Mekteb-i Mülkiyye-i Şâhâne’den alınmış mühürlü, tasdikli kapı gibi bir iktisat diplomamız da var…

Diploma yetmez diyenlere sıra sıra birlikte okuduğumuz arkadaşlarımın ve bizi okutan hocalarımın ismini de verir, masaya bir sürü okul fotoğrafı da koyarım.

Bu durumda sık sık mandacı iktisatçılar tabirini kullanan Erdoğan mandacı iktisatçılar derken sanırım tam da beni de kastetmiş olmaktadır…

Koskoca cumhurbaşkanının mandacı derken kendisine muhalefet eden, yaptığı iktisadi yanlışları ortaya koyup gerçekleri gösteren, kalemini satmayan, doğrucu Davut iktisatçıları başka ülkelerin Türkiye üzerinde vesayet kurmasını istemekle itham ettiği, böyle bir iftira atmaya niyetlendiği de düşünülemez herhalde değil mi?

Çünkü öyle olsaydı bu iktisatçılar ben BOP eş başkanıyım dediğinde de kendisini alkışlar, yere göğe koyamazlardı.

Bu iktisatçılar mandacı olsaydı AKP iktidarı Cumhuriyetin 90 yıllık kazanımı olan kamu mallarını yabancılara yok pahasına sattığında da kendisine övgüler düzerlerdi.

Bu iktisatçılar mandacı olsaydı Osmanlı’nın da düştüğü hatalar tekrar edilip Türkiye Cumhuriyeti ödenmesi mümkün olmayan seviyede dış borca batırıldığında yazılarında, yorumlarında “bu kadarcık borçtan bir şey olmaz” derlerdi.

Bu iktisatçılar mandacı olsaydı yanlış politikalar ile tarım çökertilip ithalat patlayınca “paramız var ki ithal ediyoruz” der işin içinden çıkarlardı.

Bu iktisatçılar mandacı olsaydı hesapsız kitapsız borç alıp asfalta betona gömülmesine, inşaat uğruna tarım, orman ve sit alanlarının talan edilmesine ses çıkarmazlar, yazı ve yorumlarıyla “aman efendim ne kadar da doğru yapıyorsunuz” der, politikalarınızı onaylarlardı.

Bu iktisatçılar mandacı olsaydı Kaz dağları gibi doğal sit alanlarının yabancı maden firmaları tarafından istila edilip doğal varlıklarımızın yok edilmesine de alkış tutardı.

Bu iktisatçılar mandacı olsaydı ne idiği belirsiz milyonlarca kaçak göçmenin yurda sokulup, onların şehirlerimizi kasabalarımız istila etmesine, işçimizin emekçimizin işini gücünü, ekmeğini çalmasına kayıtsız kalırlardı.

Daha uzun uzun birçok örnek sıralamak elbette mümkün ama sanırım bu kadar yetecektir.

Ben Erdoğan’a doğruları söyleyen iktisatçıları mandacı falan diyerek aşağılamaya çalışmak yerine çağırıp bir konuşmasını, akıl danışmasını, fikir sormasını hararetle tavsiye ediyorum.

Sonuçta yanındaki birçok danışmandan farklı olarak bu insanların ortak noktası bilgi sahibi ve yurtsever olmaları, bu diktatoryal ortamda bile bilimsel gerçekleri ve doğruları söyleyip, savunmaktan korkmamalarıdır.