Malum geçenlerde Sayın Reis-i Cumhurumuz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'a "Belediyeleri daha kararlı bir şekilde silkelemende fayda var" talimatını vermişti.
Vedat beyde bu talimat üzerine ikiletmemiş, hemen harekete geçmiş ve muhalif belediyelere yönelik olarak bir silkeleme operasyonu başlatmıştı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bu operasyona karşı "Belediyeler direkt halka temas eden kuruluşlar olduğu için aslında halkı silkelemek istiyorlar. Bize hiçbir şey olmaz. Borcumuzu öderiz ama adil olmak lazım" Şeklinde bir cevap vermişti.
Anayasamızın 104. Maddesinde Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri sayılır bu maddenin konumuz ile ilgili paragrafı şöyle:
Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.
Şimdi en nihayetinde belediyeler de devletin bir organıdır ve cumhurbaşkanına anayasamız ile verilen görev uyarınca belediyelerin düzenli çalışmasını temin etmek yükümlülüğü de Reis-i Cumhurumuza aittir!
Yani “silkele” talimatı aslında anayasamıza ve anayasamızın cumhurbaşkanına verdiği göreve tamı tamına aykırı bir talimattır!
Diğer yandan Mansur Başkan’ın da dediği gibi belediyeler günlük hayatında halka doğrudan dokunan ve hizmet eden kurumlardır!
Yolunu yapar, suyunu getirir, çöpünü toplar, sokağını süpürür, cenazen olur defneder daha birçok hizmette belediye halka dokunur.
Şimdi maddi imkânlarını kesip politik gayeler ile belediyeleri sabote eder hizmetlerini layığı ile yerine getiremez, halk bundan rahatsız olursa bu bu sabotajı yapan bir iktidara oy kazandırır mı?
Elbette hayır!
Bakın Türkiye artık eski Türkiye değil herkesin artık her şeyden haberi var kim ne yapıyor kim ne yapmıyor biliniyor.
Hatırlayın pandemi döneminde belediyeler zor durumdaki halka yardım yapmak için para toplamış ve iktidarda o paralara el koymuştu.
Bu davranış iktidara oy getirdi mi?
Bence getirmedi, getirseydi 31 Mart seçimlerinde iktidar böyle büyük bir hezimet yaşar muhalefet böyle tarihi bir başarıya imza atabilir miydi?
Diğer yandan iktidar sureti haktan görünüp SGK ve vergi borçları var bunları tahsil etmek istiyoruz diye bir gerekçeye sığınıyor.
Bu gerekçeye gülmemek elde değil çünkü belediyelerin SGK ve vergi borcu devletin bir cebinden diğerine olan borçtur!
Ayrıca SGK ve vergi borçlarının toplamında belediyelerin borcu devede kulaktır.
Yeri geldiğinde şirketlerin milyarlarca liralık borcunu görmezden gelip erteleyen ya da silen bir iktidarın belediye borçlarını konu etmesi bile ayıptır.
İktidarın görevi belediyelerin kaynaklarına el koyup hizmet görmelerini engellemek değil daha fazla kaynağa erişip halka daha iyi hizmet vermelerini sağlamaktır.
Fakat gel gör ki belediye hizmetlerinde sağlanan başarı ve halk memnuniyetini politik bir risk olarak gören ve “kreş” ya da “kent lokantaları” gibi başarılı hizmetleri bile ortadan kaldırmak isteyen bir iktidara bunu anlatmak pek de mümkün görünmüyor.
Anlaşılan gene laf dinlemeyecek, bildiklerini okuyacak ve sonunda gidip duvara toslayacaklar.