BEHİÇ ERKİN (BEHİÇ BEY)

Lise yıllarımda mahalle arkadaşlarımla tam bir gezginci olmuştuk.Bıçkın abilerimizin gözetiminde öğrendiklerimiz, mahallemizin tam ortasında geçen Hatip çayında ilk yüzme denemeleri,  batıdan doğuya yılan gibi uzayıp giden demiryolu,kömürle çalışan trenlerde bilet almadan kaçak yolcu olarak seyahatlarımız bıçkın abilerin yanında bu öğretiler yaşamımızın bir parçasıydı.

Bir zamanlar Atatürk Orman çiftliği ve hayvanat bahçesi olarak gidip piknik yaptığımız, insanların nefes aldığı bu güzel meyva ağaçları,çınarların altında çok günlerimiz geçti.

Yine günlerden bir gün, gezginci beş arkadaşımla,önce Bağderesinde trene kaçak binip heyecanlı yolculuğa çıkıp,yine kaçak olarak Hayvanat bahçesi çiftliğine girme teşebbüsü için Behiçbey tren durağından çiftliğe giriş yapmak için harekete geçtik.Şimdi Anadolu bulvarı olarak biline yol,o zaman toprak yoldu.Tam hedefe ulaşmak üzereydik ki,,uzaktan tozu dumana katan,atı üzerinde bize doğru süratle gelen adam,hepimizi etkisiz hale getirdi,at burnundan soluyordu,adam elinde kırbacı ile bizi toz dumanın içinde olduğumuz yere sabitledi.Adam,bizi uzaktan nasıl gördü ve geldi anlayamadık.Hayvanat bahçesi bekçisi olduğunu söyleyen adam,neyseki uzun uzun nasihatten sonra,hiç birimize birşey yapmadı.Saatler süren Hayvanat bahçesine kaçak girme teşebbüsümüz maalesef fiyasko ile son buldu.Kös kös üzerinde BEHİÇ BEY yazan tren durağına gelip yine kaçak bir şekilde mahallemize döndük.

Yıllar sonra BEHİÇ BEYİ araştırdım,BEHİÇ BEY bakın ülkemiz ve insanlık için neler yapmış.

*YURTSEVER BİR DEVRİMCİ...

GİZLİ KALMIŞ BİR KAHRAMAN...

Miralay Behiç ERKİN…1876 - 1961..

Behiç Erkin, bir İstihkam subayıdır…

Ankara Malıköy müzesi, Kurtuluş savaşının lojistik merkezidir ve Behiç Erkin burayı yönetmiştir.

“1933. Cumhuriyet on yaşına gelmiştir.

Onuncu Yıl Marşı için yarışma açılır.

Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’ın yazdığı sözler birinci seçilir, Cemal Reşit Rey şiiri besteleyecektir.

Mustafa Kemal güfteyi görmek ister. Getiririler.

“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,

On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan,

Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,

Bir baca yükseliyor, durmadan her yamaçtan…

Okur.

Son dizenin üstünü çizer.

“Demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan” yazar.

Sonra da Behiç Erkin’e döner.

Çanakkale’den beri arkadaşıdır.

İstiklal Madalyalı milli mücadele kahramanıdır.

Devlet demiryollarının kurucusu ve ilk genel müdürüdür.

Son dize“sizlerin bu on senedeki emeğiniz iyi ifade edilmiyordu, o nedenle o mısrayı değiştirdim” der.

Türkiye Cumhuriyeti’nin on yıllık mucizevi kalkınma hamlesine imzasını atan Mustafa Kemal… 

Zihinlere mıh gibi çakılan “demir ağ” metaforuyla, Onuncu Yıl Marşına da imzasını atmıştır.

*******

BEHİÇ ERKİN.

İstanbul doğumludur.

Mustafa Kemal’den beş yaş büyüktür. Kurmay subay.

Lojistik dehasıdır.

Çanakkale’ye asker ve mühimmat sevkiyatında inanılmaz işler yapmıştır.

Memleket işgal edilince saniye tereddüt etmeden Anadolu’ya geçer, milli mücadeleye katılır.

Anadolu’ya geçtiği gün, Mustafa Kemal kendisini çağırır.

“Ben cephede ne yapılması gerektiğini biliyorum, sen cepheye askerin mühimmatın erzağın nasıl getirilmesi gerektiğini biliyorsun, demiryolları işin ehli biri tarafından yönetilmezse bu işi yapamayız, demiryolları sana emanet” der”.

Behiç Erkin, Mustafa Kemal’i yanıltmaz.

“Türkler demiryolu işletemez” önyargısını tarihe gömer.

Savaştan sonra demiryolu okulu açtırır, uzman personel yetiştirir.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın kurucusu ve ilk genel müdürü olur.

O yokluk döneminde memleketin demir ağlarla örülmesi de birinci derecede katkısı olur.

İşletme dilini Fransızca’dan Türkçe’ye çevirir.

Demiryolları müzesi kurar.

Sonradan İstanbul Teknik Üniversitesi adını alacak olan Mühendis Mektebi’ne özerklik kazandırır.

Milletvekilliği yapar, bakanlık yapar, büyükelçilik yapar.

Kurtuluş Savaşı’nın en kritik günlerinde, Mustafa Kemal acil ibaresiyle kendisine bir telgraf gönderir.

“Sevkiyatı hızlandırın, trenleri son sürate çıkarın, geciktiren idamla cezalandırılır” der.

Behiç Erkin  derhal cevap telgrafı gönderir.

“Bu hat 40 kilometreden süratli gitmeye müsait değildir, hızlandıralım derken tek bir sevkiyat bile yapamayabiliriz, emrinizi aldım, bu nedenle uygulamadım, ikinci emrinizi bekliyorum” der!

Mustafa Kemal’den tekrar telgraf gelir.

“Sen nasıl uygun görürsen Behiç…”

İşte bu diyalog ve bu omurgalı karakter nedeniyle, Mustafa Kemal tarafından Behiç’e Erkin soyadı verir.

Mustafa Kemal kendi el yazısıyla Behiç’e gönderdiği mektupta, Erkin’in anlamını şöyle yazmıştır:

 “Her şart altında kendi doğrularını dile getirme cesaretini gösteren, bağımsız kişi.”

Behiç Erkin gerçekten her şart altında kendi doğrularını gerçekleştiren, bağımsız kişidir.

İkinci Dünya Savaşında Fransa nazi işgali altındayken, Paris Büyükelçimiz’dir.

Müthiş bir insanlık örneğine imza atar, 20 bine yakın Yahudiye Türk pasaportu vererek, Türk vatandaşı gibi göstererek, ölümden kurtarır.

“Türk ulusu adına konuşuyorum, Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde din, dil, ırk ayrımı yoktur, vatandaşlarımıza dokunamazsınız” der.

20 bin insanı kurtarır.

1961’de rahmetli olur.

Vasiyeti şöyledir.

“Beni, ilk demiryolu genel müdürlüğü görevini üstlendiğim Eskişehir’e, İzmir-İstanbul-Ankara hatlarının birleştiği yerde toprağa verin” dir.

Orada yatıyor.

Albay rütbesiyle emekli olan Behiç Erkin, ömrü boyunca not tutmuştu, yaşadıklarını gün gün kaydetmişti.

900 defterden oluşan notlarını 29 Ekim 1958’de Türk Tarih Kurumu’na teslim etti.

Millete tek kuruş yük olmamak amacıyla, yayın masrafları için 10 bin lira bağış yapmıştır, o günün parasıyla çok ciddi paradır.

“Yukarılarda beyan ettiğim veçhile ben, 1920-1928 seneleri arasında demiryollarını idare ederken, ihmale hiç tahammül edemezdim.

Aldığım ve aldırdığım tertibat sayesinde bu sekiz sene içerisinde hiçbir yolcu telef olmamış ve yaralanmamıştır.

Sonuç olarak, 

1922 büyük taarruzu sırasında Yunanlıların tahrip ettikleri demiryollarının ilk tamiri, iki metre boyunda ray parçalarıyla yapılmış ve demir köprüler gelinceye kadar ahşap köprülerle hat işletmeye açılmış iken, bu sırada dahi bir kaza kaydolunmamıştır.”

Kurtuluş Savaşı…

Büyük Taarruz…

Kaza bile yok!

“Liyakat aşığıyım” diyen Mustafa Kemal’in, devlete yönetici seçerken ne kadar isabetli tercihlerde bulunduğunun kanıtlarından BEHİÇ ERKİN de bunlardan biridir...

*ALINTI.