BARUT FIÇISININ ÜSTÜNDE OTURMUŞ SİGARA İÇİYORUZ

Durumumuz tam manası ile böyle; barut fıçıları ile dolu bir depoda, bir barut fıçısının üstüne kurulmuş, cigara tellendiriyor “aman patlar, matlar” diyenlere “bize bir şey olmaz” diye ahkâm kesiyoruz.

Durumumuz tam manası ile böyle; barut fıçıları ile dolu bir depoda, bir barut fıçısının üstüne kurulmuş, cigara tellendiriyor “aman patlar, matlar” diyenlere “bize bir şey olmaz” diye ahkâm kesiyoruz.

Konu Kur Korumalı Mevduat hesabı, Erdoğan ekibinin kurları kontrol altına alabilmek için 20 Aralık kur sıçramasından sonra uydurduğu, akıllara ziyan finansal enstrüman.

Malum Erdoğan’ın faiz sebep enflasyon sonuçtur iddiası akla ve ekonomi bilimine aykırı olduğu halde ülkemizde denenmeye kalktı. Sonuç enflasyon azdı, kurlar patladı 20 Aralık 2021 tarihinde dolar 18 euro 20 seviyelerini zorladı. O günkü TCMB kurları ise 17,47 euro ise 19,67 seviyesinde oluştu.

İktidar kurlardaki bu hızlı yükselişi durdurabilmek için faizleri artırmak yerine Kur Korumalı Mevduat diye daha önce denenmiş ve verdiği zararlar görülmüş bir finansal enstrümanı yeniden piyasaya çıkardı.

Bu uygulama ilk başlarda kurları bir miktar kontrol altına almış gibi görünse de kurlar beş on gün içinde önce aralık ayı başındaki seviyesine geldi sonra da düzenli olarak artmaya devam etti. Bu gün tam 7 ay geçti ve dolar 20 Aralık tarihinde gördüğü resmi kur fiyatının üzerinde. Euro biraz altında ama bunun sebebi Euro’daki değer kaybı.

Bu enstrüman sayesinde iktidar yabancı para ve altın cinsinden mevduatların bozulacağını ve bu mevduatların Kur Korumalı Mevduat hesaplarına yöneleceğini ummuştu ama beklenen olmadı. Kur Korumalı Mevduat hesaplarına yöneliş daha ziyade Türk Lirası vadeli mevduatlardan oldu. Şirketlere tanınan vergi muafiyetleri ve benzeri teşvik uygulamaları ile milyarlarca liralık vergiden vazgeçildiği halde beklenen sonuç elde edilemedi. Ne kurlar geriledi ve ne de mevduat hesaplarındaki yabancı para oranı. Fakat bu süreçte enflasyon patladı gitti, dış ticaret açığı muazzam miktarda arttı, üstelik kur korumalı mevduat enstrümanı işe yaramayınca arka kapı yöntemleri ile döviz satışı merkez bankası rezervlerini de eritti.

Kur Korumalı Mevduat hesaplarına kamu kaynaklarından aktarılan tutar ne kadar kimse bilmiyor, daha ne kadar aktarılacak onu öngörmek bile mümkün değil ama 1 trilyon liranın üzerinde bir KKM hesabı oluştu.

KKM uygulamasının ilk dört ayında bütçeden 37 milyar 200 milyon lira ödenmesi ve her ay 8-10 milyar lira dolayında olacağı tahmin edilen bu ödemelerin sürmesi elbette çok önemli bir sorun ama sorunun tamamı değil. Merkez Bankasından ne kadar ödeme yapıldığı açıklanmıyor, bu yüzden oradaki sorunun büyüklüğünü bilemiyoruz.

Fakat Kur Korumalı Mevduatın yaratacağı asıl sorun kamu kaynaklarına getirdiği bu yük değil asıl sorun bu Kur Korumalı Mevduat hesapları sona erdirilince ortaya çıkacak.

KKM hesapları iki türlü sona erer:

1- Mevduat sahipleri vadeli yabancı mevduat hesabı açmanın ve döviz bazında faiz almanın KKM’ye vadeli mevduat yatırmaktan çok daha avantajlı olduğunu anlar. KKM hesaplarında vade sonu gelince paralarının çeker dövize çevirir ve vadeli döviz mevduatı açar.

2- Kamu bu uygulamayı sona erdirir. 31 Aralık 2022 tarihinden sonra yeni hesap açılması durdurulur.

Her iki halde de Kur Korumalı Mevduat hesaplarından çıkan paranın Türk Lirasına dönmesini beklemek akla, mantığa ve ekonomik rasyonaliteye uymaz.

Bu durumda oluşacak döviz talebini düşünürseniz kurların ne seviyelere çıkacağını da hayal edebilirsiniz.

İktidarın önünde iki seçenek var bunlardan birincisi Kur Korumalı Mevduat Hesabı uygulama süresini uzatmak, ikincisi ise süreyi uzatmadan buradaki parayı çekecek dövize dönmesini engelleyecek bir süper bono çıkarmak.

Bana göre çok büyük bir olasılıkla süper bono uygulamasına gideceklerdir o zaman Recep beye hani nas vardı, sen faize karşıydın, bu işi neden yaptın diye sorarız elbette…