Yorucu bir iş gününün ardından akşam toplu taşım araçlarından otobüs ile yolculuk yapıp evimizin bulunduğu durakta indim.
Bir kız çocuğu, babasının boynuna oturmuş, elinde kırmızı bir uçan balonla sanki elinde dünyayı taşıyor, etrafına gülücükler atarak babası ile yanımdan geçtiler. kız çocuğunun, saçları bukle bukle, üstünde pembe bir elbise, ayaklarında elindeki balonun renginde kırmızı pabuçlar ile tam bir biblo gibiydi. Bende bu sevimli, mutlu kız çocuğuna el salladım. İçimden sıcacık bir hava esip geçti, gülerek yoluma devam ettim. Arkama dönüp dönüp mutlu çocuğun babasının boynuna oturmuş halde gidişini seyrederken, bir anda o mutlu çocuğun balonu elinden sıyrılıp gökyüzüne doğru apartmanların balkonlarını yalayarak süzülüp uzaklaştığını gördüm.
Az önce neşeyle etrafına gülücükler yollayan çocuk babasının boynunda huysuz taylar gibi çırpınıp ağlamaya başladı. Babasının tesellisi hiçbir şekilde çocuğun susmasını, acısını dindiremedi.
Balonu elinden kaçıp gidenin çocuğun acısı bu kadar şiddetli olursa bir de babasını kaybedenlerin acısı nasıl olur ki?
Babasız kalan çocuklar, savaşın tam ortasında komutansız kalan asker gibidir.
Hele hele, ilkokul yıllarında babasızlığın acısını yine çocuklar en derinden yaşarlar. Adeta içlerine kazınan bir şekle dönüşür bu acı.
Çocukların şu cümleyi kuramamaktan dolayı acıları ikiye katlanır,
”Benim babam senin babanı döver.”
Yaşınız kaç olursa olsun, babasız olmak, sizin için her gün yüzleşmek zorunda kaldığınız acı bir gerçek olur. Babasız büyümek hayata 1-0 geride başlamak demektir.
Bu çocuklar, babalı büyümenin nasıl bir şey olduğunu bilmediği için, babasız büyümenin nasıl bir duygu olduğunu soranlara verecek pek bir cevap bulamazlar. Bir anda, evdeki sorumlulukları üstlenen kişi oldukları için erken büyürler.
Bir öğretmen arkadaşım babasız büyüdüğü için bana demişti ki:
“Öğretmenlik hayatımda çocuklara asla anne- baban ne iş yapıyor diye hiç sormadım. Çünkü ben babamı hiç tanımadım.”
“Babanız yaşıyorsa hala çocuksunuzdur.”
Ama babanız hayatta değilse; tepe sürgünü kırılmış büyümez çam gibisiniz derler.
Hangi yaşta babasız kaldıysan, ruhunda bir yerde öylece güdük kalır.
Ama, hayat devam eder.
Çoğu zaman bir babanızın var olduğunu bile hatırlamazsın, öylece büyür gidersin. Babasızlık diş ağrısı gibidir, arada bir feci vurur.
Sırtını yaslayacağın bir çınardır o. Baban yanında yoksa da yapacak bir şeyi kalmıyor insanın. Kanatsız bir kuş oluyorsun.
Bir gün evladım olursa hep yanında olmak isterim.
Çünkü o, “İlkokul müsamerelerimde yoktu. Ergenlik dönemimde yoktu. Lise ve üniversite mezuniyetim de yoktu. İlk araba kullandığımda yoktu. Kısacası en ihtiyacım olduğu zamanda yoktu”.
Küçük çocukların bir başka acıyan yanlarında şöyle. Babası ölen çocuklar; uzun bir süre parka gidemez. Çünkü “Baba” diye seslenen çocukları duyunca her zaman gözleri dolar.
İnsan babası ölünce büyüyor derler. Çünkü o zaman yalnız başına kalıyorsun.
Veli toplantılarında sıkça yaşanan bir başka dramda çocukların dünyasında bir başka acıyla yüzleşmek olur. Okul müdürü ”Yarın babalarınızı çağırın! Veli toplantısı var.” der.
1– “benim babam yurt dışında.”
2– “Benimki de hocam”.
3–” Benimki de başka şehrinde iş toplantısında.”
4– “Benim babam yok hocam”.
5– “Sende de o zaman annene söyle”!
Erkek çocukları büyüme sürecinde babalarından erkeklerin ilgileri, faaliyetleri ve sosyal davranışlarını öğrenirler. Kız çocukları ise erkeklerle güvenli ve rahat ilişki kurmayı öğrenirler. Sevgi dolu babalar, erkeklerde başarı, kızlarda kişisel uyum üzerinde olumlu etkiler yaparlar. Babalar, anneler kadar önemlidir.
Babanın yokluğu hem kız hem de erkek çocuklarının sosyal davranışlarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Biz yazımın başına, balonunu elinden kaçıran çocuğun dünyasına tekrar dönelim.
Kız çocuğu ağlamaya devam ederken, tam karşılarında elinde kırmızı balonla bir kişi baba kızın yanına yaklaşır, elinde ipinden tuttuğu KIRMIZI balonu babasının boynunda ağlamaya devam eden kız çocuğuna uzatır. Sevimli kız çocuğun bir anda ağlamasını keser ve gülmeye başlar.
Kimbilir,belkide balonu getiren kişi de zamanında babasız kalmış biridir.