Ayaz

Eksi derecelerin sabahında, güneş bile aydınlatmamışken hiç bilmediğin o şehri, koca valizle apar topar çıkmaya çalışırken...

Eksi derecelerin sabahında, güneş bile aydınlatmamışken hiç bilmediğin o şehri, koca valizle apar topar çıkmaya çalışırken merdivenleri; ilk kez adım atmanıza rağmen üstelik, sanki ilk değil de adımlarınız artık aşındırmış gibi o evi. İlk değil de bilmem kaçıncı gelip gidişiniz sanki, ilk kez tanışıyormuş gibi değil de senelerdir tanıyormuş gibiydi belki. Çok değil, birlikte geçirdiğiniz birkaç gün sadece. Koşuşturduğunuz, ara ara göz göze geldiğiniz, başkası için bakıp gülümsediğiniz, rakı masasında denk düştüğünüz, en saçma anlarda var olduğunuz birkaç gün sadece.

Bazen anlarsınız; kalabalığın arasında, dört duvarın içinde, o evin en boş odasındayken, gene o ev ağzına kadar doluyken ya da. Bazen anlarsınız, anladığınız şeyin sonu çıkmaz sokak olsa bile. Bu yol kışın ortasında bile içinizi ısıtabilir, bu yol deniz kenarında bi yerde yürüyormuş hissi yaratabilir, bu yol bütün tozu toprağı yok edip çiçekler ekebilir içinize ama bu yolun sonu çıkmaz sokak. Belki kışın ortasındayken içimizi ısıttı diye, yolun sonunu da bile bile, adımlarımız durmadı. Yolu güzel kılan öyle çok şey vardı ki, her güzel şey yolun sonunu unuttursun istedim. Günüm çok güzelmiş, bil istedim. O gün o olayda nasıl içim içimi yemiş, sana anlatmak istedim. İlk deneyimlerim; o haftanın ilk yorgunluğu mu, uzata uzata kelimelerimi sen dinle istemişim. Aynı şeyleri başa sarıp anlatmayı sevdim, anlatmayı hep sevdim de sana anlatmayı bi başka sevdim sanki. O şehrin o meşhur ayazı o birkaç gün nasıl işlemedi, dönüp dolaşıp hatırlamak istedim. Uzun uzun vakitler değil ama, uzun uzadıya sohbetler kışın ortasında ısıtır gibiydi. Gibisinin ayazı, o şehrin o meşhur ayazından daha çok işleyebiliyomuş. Çıkmaz sokakların denizine, dalgasına, güneşine kapılıp tüm sokakları aslında tek başıma aşındırdığımda anladım. İlk adımları birlikte attığınızda, bir süre sonra kulağınıza gelen o ses uzaklaşsa bile sesin güzelliğinden uzaklaştığını anlamıyormuşsunuz. Duyduğum şey kesilince, sesinin zaten aslında çok geriden geldiğini de fark edince anladım. Yüzün çoktan başka yöne doğru dönmüş sanki de, bu türkülerin yüzü de aslında en başından beri başka yöne dön-müş. Sana dönüp baktığımda artık göz göze gelmediğimiz an fark ettim.

Bazı ruhlar evvelden aşinadır birbirine sözünü yaşadım sandığımdan kızgınım, kendi kendime yaşamışımla sonuçlandığından yine hayal kırıklığım. Onlar gibi değil de, kendimden biri gibi o yere koyduğumdan en çok kendime bu isyanım. Hala öğrenememişim, tecrübelerimden oluşan koskoca gecelere rağmen ve bu gece de doya doya yaşayamadığım her duygunun düşmanıyım.