AVDAGİÇ’İN TEKLİFİ

Hizmet İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği “Hizmet İhracat Şampiyonları” ödül töreninde Bloomberg HT'ye konuşan İstanbul Ticaret Odası ve Hizmet İhracatçıları Birliği Başkanı Şekib Avdagiç, asgari ücrete ilişkin açıklamalarda bulunmuş.

Şekib Avdagiç, "Türkiye’deki işletmelerin ciddi boyutta eleman açığı bulunuyor. Önümüzdeki dönemde işten çıkarma veya işe alımlarda durağanlık sürecine girileceğini düşünmüyorum. Asgari ücret bu konuda mevcut politikalar ve hedeflenen enflasyon dikkate alınarak kurulan dengeleri bozmayacak şekilde belirlenmeli. Bu alanda tabii ki çalışanların beklentileriyle beraber piyasanın da dengesini bozmayacak şekilde karar alınmalı” diye konuşmuş.

Beklenen enflasyon ne derseniz: Orta Vadeli Program'a (OVP) göre enflasyonun 2024 sonunda % 33 olması bekleniyor.

Peki, bu Bay Avdagiç ya da temsilcisi olduğu patronlar ürünlerine zam yaparken neyi dikkate alıyor?

Oturup da beklenen enflasyonu iktidar şöyle tahmin etmiş ben de malıma ona göre zam yapayım diyen bir patron var mı?

Dahası iktidarın beklediği ya da öngördüğü enflasyon oranını ciddiye alan herhangi bir patron ya da kurum var mı?

Elbette yok…

Ama işçi ücretlerine gelince patronlar hep bir ağızdan “hadi bakalım beklenen enflasyonu dikkate alalım” yaygarası koparıyor…

Bakınız bu teklif öncelikle ahlaki bir teklif değildir bir ülkede “Rabbena, hep bana!” yaklaşımı ile sorunlar çözülemez.

Patronların hep nalıncı keseri gibi kendine yontması kabul edilemez.

Bakın bu ülkede asgari ücret bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırının bile altında kalmış bulunuyor.

Memlekette ücretliler, özellikle de düşük ücretliler bırakın bir ev ya da araba almayı bir ev kiralamaktan, otobüse dolmuşa binmekten bile mahrum kalmış bulunuyor. Ülkede enflasyon doludizgin artarken ücretlileri enflasyona ezdirmek kabul edilemez bu yöndeki teklifler de ciddiye bile alınamaz, alınmamalıdır.

Tamam, patronların görüşü böyle adamlar utanmasalar iş verdikleri için birde üzerine para isteyecekler ama patronlar böyle istiyor ne yapalım demek de mantıksızdır. En nihayetinde kapımıza oy istemek için gelecek politikacılara baskı yapmamız ve onları çalışanlar lehine karar almaya zorlamamız gerekmektedir.

Asıl karar verici makamda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise aralık ayında başlayacak asgari ücret görüşmelerine ilişkin olarak yaptığı açıklamalarda "Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme ilkesi bizim için en temel ilke olacak" demiş bulunuyor. Madem böyle diyorlar o halde baskıyı onun ve son karar verici Erdoğan’ın üstünde yoğunlaştırmak gerekiyor demektir.

Bu noktada da çalışanları enflasyona ezdirmemek için iki koşul var: 1- İlk aşamada asgari ücreti yoksulluk sınırına çekecek, çağdaş büyük ekonomilerin asgari ücret seviyesine yaklaştıracaksın.

2- İkinci aşamada ya enflasyon yaratmayacaksın ve yahut da enflasyon yaratıyorsan bir eşel mobil sistemi ile çalışanların satın alma gücünü aylık olarak ayarlayacaksın. Ücret endekslemesi veya Eşel mobil sistem, ücretli ve maaşlıları, hayat pahalılığı karşısında korumak amacıyla fiyat artışlarıyla doğru orantılı olarak gelirlerinin artmasının sağlanmasıdır. Diğer bir deyişle geçmiş dönem enflasyon oranlarına göre ücretlilere otomatik zam yapılmasıdır. Bu iki önlemi almadan çalışanları enflasyona ezdirmedik ezdirmeyeceğiz demek boş beleş bir sözdür, patronlara çalışırken timsah gözyaşı dökmek anlamına gelir.