ATATÜRK SAĞCI MIYDI YOKSA SOLCU MU?

Atatürk’ün sağcı mı yoksa solcu mu olduğu konusunda bir iddia da bulunmadan önce doğal olarak sağ ve sol kavramlarından ne anladığımızı ortaya koymalıyız ki söylediğimizin bir anlamı olsun. 

Bir siyaset bilimi kavramı olarak sol en temelde halk egemenliğini savunan politikaları, solcu ise sol ilkeleri benimseyerek halk egemenliğini savunan kişi ve politikacıları tanımlamaktadır.

Buna karşın sağ kavramı ise halk egemenliğine karşı çıkan diktatör, hanedan, din ya da sınıf (özellikle de kapitalist sınıfın) egemenliğini savunan politika ve kişileri tanımlamaktadır.

Sol kavramı doğal olarak devrimci yani düzen değiştirici bir nitelik taşır, çünkü uygarlığımızın çok önemli bir bölümü hanedanların ve dinlerin egemenliğinde geçmiştir. Bu arkaik düzeni değiştirerek halk egemenliğine dayalı yeni bir düzen kurmak doğal olarak düzen yıkıp düzen kuran devrimci bir harekettir.

Bu perspektiften baktığımızda Mustafa Kemal Atatürk’ün solcu olduğunu, hanedan ve din egemenliğine dayalı arkaik düzeni yıkıp yerine halk egemenliğine dayalı bir cumhuriyet kurarak solculuğunu fiil ile taçlandırmayı başardığını da söylememiz kaçınılmaz olacaktır.

Bu noktada halk egemenliği ile milli egemenlik konusuna da değinmemiz ve bu konudaki yaklaşımımıza da bir açıklık getirmemiz gerekecektir.

Halk insan topluluğu demektir; bir insan topluluğu kültür, dil, din veyahut da soy bağı gibi ortak noktalara sahip olabilir de olmayabilir de ve lakin eğer bir halk topluluğu bir araya gelip savaşarak egemenlik hak ve özgürlüklerini elde edebilirse millet (nation)  olma özelliğine kavuşur. Millet ve halk kavramlarına bu açıdan bakarsak Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hâkimiyet bilâ kayd-u şart Milletindir.” İlkesi ile ne demek istediği de çok daha net bir şekilde anlaşılacaktır.

Sol düşüncenin devrimci toplumu değiştirip dönüştürerek toplumsal evrimin ileri aşamalarına taşıma karakteri hepimizin malumudur. 

Osmanlı egemenliği sırasında bu coğrafyada yaşayan halklar feodal bir tarım çağı toplumuydu. Bu halkı alıp toplumsal evrimin bir ileri aşamasına geçirmek, bir sanayi toplumuna dönüştürmek hiç şüphesiz ki son derecede ilerici ve devrimci bir adımdır. Bu değişim dönüşüm sürecinde hem bireylerin hak ve özgürlüklerini geliştirmek ve hem de niteliklerini artırmaksa zaten kendi başına devrimci bir harekettir.

Bütün bu unsurları göz önüne alırsak Mustafa Kemal Atatürk’ün kesinlikle solcu olduğunu söyleyebiliriz.

Bu konuda kavram kargaşasına yol açan temel husus belki de Hitler Milliyetçiliği ile Atatürk’ün milliyetçiliğini örtüştürmektir. Bu noktada şunu söylemek gerekir Hitler halk egemenliğine zerrece hak tanımayan bir diktatördür ve halk egemenliğine karşı olduğu için de sağ bir harekettir.

Peki, Hitler milliyetçi midir?

Belki çok şaşıracaksınız ama Hitler bir milliyetçi de değildir, olamaz da çünkü milliyetçilik milletin egemenlik hak ve özgürlüklerini savunmak demektir milli egemenliğe zerrece hak tanımayan bir diktatörün milliyetçi olduğunu iddia etmek ise sadece ve sadece bir safsatadır.

Birçok defa yazıp çizdiğim, sohbetlerde anlattığım üzere milli egemenlik hak ve özgürlüklerine karşı olan diğer egemenlik biçimleri şu şekilde sıralanır:

-Hanedan egemenlikleri
-Dini egemenlikler
-Diktatör egemenlikleri

-Tekeller karteller oligopoller

Bu noktada bir diktatör olan ve milli egemenlik hak ve özgürlüklerine zerrece hak tanımayan Hitler’in milliyetçi olması ve milliyetçilik üzerinden Atatürk ile kıyaslanması asla mümkün değildir. Hitler’in Alman milletini gaza getirip konsolide ederek emri altına almak için kullandığı Almanları yüceltici, övücü söylem ve propagandalar ise onu hiçbir şekilde milliyetçi yapmaz.

Mustafa Kemal Atatürk solcu tamam, peki sosyalist miydi?

Bu soruya da bir sonraki makalede yanıt arayacağım.