Enflasyon resmen dehşet verici bir hızla artıyor üstelik Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın öngörüsüne göre hızla artış aynen devam da edecek gibi görünüyor.
Bu kanıya nereden mi vardım?
Malum Türk-İş her ay yaptığı gibi temmuz ayı sonunda da açlık yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarını da açıkladı, bu açıklamaya göre:
- Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, açlık sınırı 11 bin 658 TL’ye yükseldi.
- Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı, yoksulluk sınırı ise 37 bin 974 TL’ye çıktı.
- Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 15 bin 123 TL oldu.
Türk-İş’in aylık araştırması gıda enflasyonunda yeniden ivmelenmeye işaret ederken, açlık sınırının da asgari ücreti geçtiği görüldü.
Araştırma sonuçlarına göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 12,38 oranında gerçekleşti. Böylelikle Mayıs 2022’den bu yana gıda enflasyonunda ilk kez çift haneli bir artış kaydedildi. Gıdada yıllık enflasyon yüzde 70,44 oldu, bu yılın ilk yedi aylık dönemindeki değişim oranı ise yüzde 43,38 olarak hesaplandı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2023 yılı asgari ücret ara zammını belirlemek için yürüttüğü çalışmaların ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak asgari ücreti; yüzde 34 oranında artış ile 11 bin 402 TL olarak açıklamıştı.
Bu yeni belirlenen asgari ücret çalışanların eline ancak ağustos ayının ilk haftasında geçecek ve daha ilk ele geçtiği tarihte açlık sınırının altında kalmış olacak.
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın öngörüsüne göre bir hesap yaparsak yılın ikinci yarısı için 6 aylık enflasyon oranı en iyimser tahminle yüzde 31,92 olarak hesaplanabilir.
Buda 11 bin 658 TL seviyesindeki açlık sınırının iyimser bir öngörüyle bile yılsonunda 15 bin 200 liraya çıkacağını asgari ücretin açlık seviyesinin çok ama çok altında kalacağını gösterir.
Ben bu konuda çok daha kötümserim yılın ikinci yarısında enflasyonun yüzde 30’un çok üstünde yüzde 70’ler seviyesinde tahakkuk edeceğini düşünüyorum. Bu hesapça yılsonuna doğru açlık sınırı 20 bin liraya yaklaşacaktır.
Göründüğü kadarı ile beklenmedik ek bir gelişme olmasa bile müthiş bir hayat pahalılığı dalgası vatandaşlarımızın üstüne gümbür gümbür gelmektedir.
Öncelikle söylemek gerekir ki hayat pahalılığı başta emekli, dul ve yetimler olmak üzere hemen hemen hiçbir pazarlık gücü olmayan dar gelirli kesimi en ağır şekilde vuracaktır.
İkinci etkilenen kesim ise elbette bir ücret karşılığı çalışan sabit gelirli kesimler olacaktır.
Devlet, patronlar ve rantiye kesimi ise gelirlerini enflasyona karşı korumakta bir çok gayet kullanışlı olanağa sahip oldukları için bu işten karlı bile çıkacak, en nihayetinde borç ve yükümlülüklerinden kolayca kurtulacaklardır.
Demedi demeyin; olan gene garip gurebaya olacak, onlar yok yoksul, aç biilaç sürünmeye devam edecekler.