ANNELERDEN NEDEN ÖZÜR DİLEDİM?

4 Kasım 2025 tarihli yazımın başlığını anımsayalım. “Annelerden Özür Diliyorum”.

Dünya’ya erkek cinsiyetinde gelmiş bir insan olarak annelerden, kadınlardan bir kez daha ve neden özür dilediğimi utanç düzeyindeki örneklerden hareket ederek anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle, insanın varoluşundan başlayarak annelere, kadınlara, çocuklara şiddet uygulayan Dünya’nın her yerindeki erkekler adına özür diliyorum.

Savaşlarla, işgallerle, baskınlarla kan ve gözyaşı dökülmesine neden olan erkek vahşiler adına, yaşamış ve yaşamakta olan annelerden özür diliyorum. Erkek şiddeti sonlanmadığı takdirde, bugün annelerin karnında olan veya uzak geleceklerde doğacak annelerden de şimdiden özür diliyorum.

Bugün bile, dağları, ovaları, denizleri, okyanusları aşarak başka ulusların yaşadığı toprakları, suları ve hava sahasını işgal eden silahlı insanlar adına annelerden, kadınlardan, çocuklardan ve şiddete karşı olan erkeklerden özür diliyorum.

Kaleler, surlar, duvarlar, zindanlar, silahlar, bombalar, mermiler, kılıçlar, bıçaklar, coplar, savaş gemileri, savaş uçakları, av malzemeleri üreten ve kullanan erkekler adına özür diliyorum.

Özür diliyorum, idam sehpalarını, giyotini, yağlı ve kalın urganları, elektrikli ölüm sandalyelerini, öldürücü ve zehirleyici iğneleri üreten ve uygulayan sözde bilim insanı erkekler ve kadınlar adına.

Bunca şiddetin aracı ve örneği yetmezmiş gibi, kadınlara, annelere, çocuklara, başka erkeklere, ellerini tokat ve yumruk, ayaklarını ve bacaklarını tekme olarak kullanan erkekler adına özür diliyorum.

Çok az sayıda olsalar bile, tarih boyu erkek şiddetine katkı koyan veya kendi başlarına şiddet yapan kadınlar adına da çocuklardan ve annelerden özür diliyorum.

Yalanlarla, iftiralarla, kumpaslarla, tehditlerle, hakaretlerle adaletsizliği, daha ağır bir tanımlama ile şiddeti üreten, şiddete ortam hazırlayan erkek ve kadınlar adına da özür diliyorum.

Annelerin, kadınların, çocukların ve erkeklerin acı ve korku çekmesine, gözyaşı dökmesine neden olan silahlı çetelerin başındakilerle kucaklaşan, tokalaşan şu veya bu makamdaki erkekler ve kadınlar adına “Ben vicdanlı, sevgi dolu bir insanım, hayvana, doğaya, çevreye ve insana yönelik tüm şiddet türlerine karşıyım” diyebilen melek nitelikli annelerden, babalardan özür diliyorum.

Ülkemde ve Dünya’da yaşanan şiddet türleri karşısında, acı çeken, haksızlığa uğrayan, gözyaşı döken insanlara, farklı bir kelime ile “ahhh” diye haykıranlara bakarak “ohhh, iyi oldu” diyenler, diyebilenler adına tüm insanlardan özür diliyorum.

Kadın ve erkek ayırımı yapmadan, gezdiği, yürüdüğü, dinlendiği, içtiği, yediği yerleri, yol, kaldırım, oturma yeri, çiçeklik, park, bahçe, hastane, okul, üniversite, iş yeri, deniz, göl, okyanus, ırmak, nehir, kumsal, kıyı, orman, tarla, bağ, bahçe demeden kirletenler, ülkesini çöplüğe ve izmarit mezarlığına çevirenler adına, çocuklarını böyle ortamlarda büyütmek zorunda kalan annelerden özür diliyorum. Yetmez, böylesine çöplük ve izmarit mezarlığı karşısında görevlerini yerine getirmeyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, belediye başkanlıkları ve meslek örgütleri adına da özür diliyorum.

Çocukların gözleri önünde annelere, annelerin gözleri önünde çocuklara sözlü veya bedensel şiddet uygulayan erkekler, babalar adına özür diliyorum.

Annelere, kadınlara tuzak kuran, öldüren, istismarda bulunan erkekler adına da gerçekten utanarak özür diliyorum.

Bireysel silahsızlanmayı sağlamayan, silah ve zararlı, uyuşturucu maddeleri üreten, ticaretini ve kaçakçılığını yapanlar, bu nedenle daha çok kan ve gözyaşı dökülmesine neden olanlar adına annelerden, kadınlardan özür diliyorum.

Cinsiyet ayırımcılığı yapan, kadına yönelik şiddet konusunda görevlerini yerine getirmeyen, hatta tepki bile vermeyen kadın-erkek; siyasetçiler, güvenlik görevlileri, kamu görevlileri, gazeteciler, televizyoncular, bilim insanları ve sizlerin ekleyebileceği diğer insanlar adına annelerden, babalardan özür diliyorum.

Annelerden, kadınlardan özür dilenecek ve bir daha yapılmaması gereken o kadar şiddet türü var ki.

Sadece insana değil, aynı zamanda doğaya, çevreye ve hayvana, canlı cansız tüm varlıklara yönelik şiddet türleri karşısında, annelere ve kadınlara, yine özür dileyerek, ısrarla yaptığım bir öneriyi yineleyeceğim.

2021 yılında yazdığım ve bu yıl İngilizce örneğini hazırladığım “Anneler ve Gözyaşları (Mothers and Tears)” ana başlıklı kitabımda da Dünya annelerine bu önerimi daha da somutlaştırdım. Türkçe ve İngilizce kitabım satılmıyor, ücretsiz sunuluyor.

Sevgili anneler, çekilen acılara, korkulara, dökülen kanlara ve gözyaşlarına son vermeye başlamak ve sonlandırmak hedefine doğru yürümek, hatta koşmak için, içinde şiddet barındırmayan siyasal ve inanç farklılıklarınızı doğal zenginlik sayarak, köyden kente, her ülkede ve her yerde, dernek, federasyon, konfederasyon veya benzeri tüzel kişiliklerde birlikte olmanızı ve dayanışmayı sağlamanızı öneriyorum. Şiddete karşı olan, sevgi ve dostluk dolu “iyi” erkelerle, babalarla birlikte. Önce ülkenizde, sonra uluslararası düzeyde.

Haydi, özür dilemeden, korkusuz, mutlu ve uzun yaşanabilecek bir Dünya için kadın-erkek birlikte, dayanışma içinde. Haydi…