ANKARA BAROSUNUN DÜZENLEDİĞİ “LAİK DEVLET FORUMU-2”

Bilindiği gibi, 27 Şubat 2024 tarihli Sonsöz Gazetesi ve Sonsöz İnternet Haber Sitesindeki yazımda, Ankara Barosu’nun, 17 Şubat 2024 tarihinde düzenlediği “Türk Medeni Kanunu’nun Kabulünün 98. Yıl Dönümünde “Laik Devlet Forumu” ile ilgili notlarımı ve izlenimleri paylaşmıştım.

Türkiye Barolar Birliği’nin ve çok yakından bildiğim Ankara Barosu’nun herhangi bir etkinliğini bir yazıya veya bir söyleşiye sığdırmak benim için olanaklı değil. Laik Devlet Forumu da öyle.

Fotoğrafsız kullanmak da haksızlık. Neden? Fotoğraflardaki insanların yüzlerine, yapabiliyorsanız gözlerine bakar mısınız. Soru değil.

O yüzler, o gözler, Forumda dile getirilen kelimelerin en anlamlısı ile belirtmeliyim “umut” dolu.

Kimin yüzünü, gözlerini örnek vereyim ki. Baro Başkanı Av. Mustafa Köroğlu’nun mu, Genel Sekreter Av. Ersin Soybaş’ın mı, Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Sevil Ceylan Erkat’ın mı, Cumhuriyet Kurulu Başkanı Av. Selcik Ulusoy’un mu, Forumun yönlendiricisi Av. Veysel Kırıcı’nın mı, forumu izleyenlerin mi?

Forumun ilk yazısı ile bu ve sonraki yazıda yer alan fotoğraflara bakarsanız, tüm yüzlerde, tüm gözlerde, insan, hayvan, çevre, doğa, canlı cansız tüm varlıklara yönelik sevgiyi, yaşama sevincini ve batmayan güneş gibi “Umut Işıkları” görürsünüz. Görebilmelisiniz, sizdeki umut ışıkları ile birleştirmelisiniz. O ışıkları görür, sizdeki ışıklarla birleştirmeyi başarabilirseniz, biliniz ki, gerçek insanlık tarihini başlatmak için çabalayanlardan birisi sizsiniz. Ne mutlu size, sizlere.

Basın Açıklaması “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sağlanmadan…”

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Sevil Ceylan Erkat’ın paylaştığı basın açıklaması metnine yazımda yer vermeyi, gerçek insanlık tarihini başlatmak isteyen hukukçulara ve destek verenlere karşı, küçük, ancak “Dost Dili” köşesine de yakışır tarihsel bir görev sayıyorum.

“98 yıl önce bu gün, 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen  Türk Medeni Kanunu: Osmanlı’nın son dönemlerinden başlayıp Cumhuriyetin ilan edilmesiyle güçlenerek devam eden Kadın Hareketi’nin en önemli yasal kazanımı, laikliği temel alan ilk kanundur.

Bugün siyasi iktidar tarafından, Türk Medeni Kanunu ile koruma altına alınan kadın kazanımlarının toplumsal hayatta yerleşmesini sağlamak yerine, kadınların haklarını almaya yönelik düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır.

Gerçek anlamda toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan, kadınların yıllardır verdiği hak mücadelesi sonunda kazandıkları sosyal ve ekonomik haklar tartışmaya dahi açılamaz.

Kadınlara karşı her türlü şiddetin ve çocuk yaşta, zorla ve erken yaşta evliliklerin önlenmesi, kadınların her kademede eğitim olanaklarına erişiminin uygulamada sağlanması için politikalar üretilmesi esas gündem olması gerekirken, Medeni Kanun’da yer alan kadınları koruyucu düzenlemelerin kaldırılmasının amaçlanması kabul edilemez.

Laiklik temel alınarak düzenlenen Kanunda yapılacak değişiklikler, Laiklik ilkesinin hedef alınması demektir. Kadınların her alanda eşit haklara sahip yurttaşlar olmalarına ve laik hukuk sistemini esas alan Medeni Kanunun kazanımlarına yapılan saldırılarla mücadele etmeye devam edeceğimizi bildiririz.

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi”. 

(3. ve son bölüm gelecek yazıda).