Dünya kadınları, erkek egemen yaşantı içinde, cinsiyet ayırımcılığı yapan, savaşlar, fetihler, işgaller ve kıyımlarla, kan ve göz yaşı döken vahşi, “iyi”leştirilmesi gereken erkeklere karşı belki de insan soyunun ilk anlarından itibaren silahsız ve şiddetsiz mücadele etti. Aslında, belki kelimesine gerek yok, kesinlikle.
Bu algıya ve yargıya varmak için tarihin belgelerine bakmaya hiç gerek duymuyorum. Kadınların, şiddetsiz ve insana tam yakışan yöntemlerle, çoğunlukla erkek şiddetine, bazen de erkek-kadın ortaklığındaki şiddete karşı günümüzde verdikleri mücadelelere bakınca şöyle bir sessiz cümle kurabiliyorum.
Böyle insanca, anne yüreği, dili ve eli ile verilen mücadele çeşitlerinin köklerinin olmaması düşünülemez. Şiddetin de kökleri var, şiddete karşı verilen mücadelelerin de. Bu kökler, mutlaka, milyonlarca, milyarlarca yıl öncesine dayanır, evet mutlaka. En azından, yazılı ve görüntülü belgelere ulaşıldığı onlarca bin yıl öncesinde.
Önce bugüne, sonra Ankara Barosuna geliyoruz.
Ankara Barosu, ulusal ve uluslararası konularda merkezler kurdu ve kurullar oluşturdu, gönüllü, elbette tümü yürekli avukatlarla.
Şimdilik, bunların bir bölümüne yer verebiliyoruz.
Avukat Hakları Merkezi, Çocuk Hakları Merkezi, Hayvan Hakları Merkezi, Gelincik Merkezi, Engelli Hakları Merkezi, Kadın Hakları Merkezi, İnsan Hakları Merkezi, Kent ve Çevre Merkezi, Kültür Sanat Merkezi, LGBTİQ+Hakları Merkezi, Mülteci Hakları Merkezi, Spor Merkezi,….
Gelincik Merkezi, 02 Nisan 2011 tarihinde, o günün Ankara Barosu Başkanı, bugünün Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Ramiz Erinç Sağkan döneminde kuruldu.
Merkezin ilk Başkanı Av. Sema Aksoy. Daha sonra ise Av. Lale İncesu, Av. Aslı Koçak Arıhan, Av. Feyza Çerçioğlu gönüllü görev aldılar. Gelincik Merkezi’nin bugünkü başkanı Av. Nazlı Özlem Atmaca.
“Gelincik Merkezi Rehber ve Gönüllü Avukatlar İçin El Kitabı”nın kapağında yazıldığı gibi Gelincik Merkezi, “Umuda Uzanan El”.
Şiddet mağdurları, Gelincik Merkezi’ne,7-24 saat 444 43 06 numaralı telefondan ulaşabiliyor.
Merkez, ücretsiz olarak yüz yüze hukuksal, ayrıca telefon hattı desteği sağlıyor.
Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu şöyle diyor kitapçığın “Önsöz” bölümünde
“Toplumsal olarak ve Anayasal haklar bağlamında geriye gitme tehdidi altındayız. Bunun yanı sıra, mutluluğun yerine şiddetin, cinayetlerin, vahşetin ve linç kültürünün egemenliği ne yazık ki genişliyor. Bu zorba ve acımasız sistemin kendisini yapayalnız bıraktığı insanların sesi olmak için, her güne bir cinayet ya da şiddet vakasıyla uyandığımız zamanlarda mücadelenin birinci vazifemiz olduğunun farkındayız.
Adalete erişim bir insan hakkıdır ve hukukun üstünlüğünün bir gereğidir. Şiddet mağduru pek çok kadın, duyduğu utanç, korku, ayıplanma ve suçlanma korkusu, sahip olduğu olanaklardan da olma endişesi gibi pek çok nedenle yaşadığı şiddeti yetkili makamlara ihbar etmemektedir. Sırf kadın olduğu için kadının maruz kaldığı şiddet, toplumsal ön yargılar, tabular, yanlış inanışlar, gelenekler ve cehalet nedeniyle her geçen gün artmaktadır. Kadına karşı şiddetin önüne geçilmesinin en önemli koşulu, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin, hukukçular başta olmak üzere toplumun her kesiminde ve her yaş grubundan insana verilmesidir.
Kadının başvuracağı yasal yolları bilmesi, etkili telafi olanaklarına sahip olması, tazminat ve ceza uygulamaları ile kadının korunması gerekir.
Bu ülkede çocuklar, kadınlar korunmak zorunda kalmayana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Gelincik Merkezi Başkanı Av. Nazlı Özlem Atmaca da şunları söylüyor.
“Gelincik Merkezi, fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalan, ihmal ve istismara uğrayan, fuhuşa ve pornografiye maruz bırakılan kadın, çocuk ve LGBTİQ+ bireylerin uğradıkları şiddet ile ilgili olarak özel eğitim almış ve konusunda uzman rehber avukatlar ve gönüllü avukatlardan oluşmaktadır.
Mağdurun ihtiyacı olan hukuksal danışma desteği ücretsiz olarak sağlanmaktadır. Ayrıca, gönüllü psikologlardan da destek alınmaktadır.
Merkezimiz, kamu kurum ve kuruluşları, gönüllü kuruluşlar (STK), belediyeler, eğitim ve öğretim kurumları, kolluk kuvvetleri, Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) ile iş birliği içinde çalışmaktadır.”
Gerçekten, aile ve mesleğin verdiği sorumluluklara ek olarak böylesine kutsal bir konuda gönüllü görev yapan avukatları, başta, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, Gelincik Merkezi Başkanı Av. Nazlı Özlem Atmaca ve arkadaşlarını, illerdeki barolarda gönüllü olarak emek ve ömür veren avukatları, hukukçuları tüm kalbimle kucaklıyorum.
Yazılarımda ve Şiddetsiz Toplum Derneği’indeki çalışmalarda umutla dillendirdiğim görüşlerle yazımı sonlandırmak istiyorum, şimdilik.
İnsana, hayvana ve doğaya yönelik şiddetin önlenmesi, gerçek insanlık tarihinin başlatılması için, önce ülkelerde, sonra uluslararası alanlarda, kadın-erkek dayanışması, kadınların, annelerin örgütlenmesi ve iletişim kurulması sağlanmalıdır.
Kadın; eğitim, iletişim, iş birliği, ekonomi, adalet, güvenlik, şiddetten korunma ve koruma konularında bilgilendirilmeli, güçlendirilmeli, desteklenmelidir.
Cinsiyet eşitsizliği, yayınlardan ve düşüncelerden, şiddetsiz yöntemlerle yok edilmelidir. Kadın-erkek, öncelikle insanın eşitliği anlayışı, akıllarda, duygularda ve toplumsal yaşamın her alanında, sonsuza dek sürdürülebilecek şekilde yerleştirilmelidir.
Yerin üstündeki cenneti, kadın-erkek ayırımcılığı yapmadan melek insanlar mutlaka sağlayacaktır. Çünkü, hiçbirimiz tek değiliz. Umut diye biri daha var, yanımda, aklımda, yüreğimde. Mutlaka sizde de vardır, kesinlikle.
Haydi görebildiğimiz, dokunabildiğimiz melekler, kadın-erkek, içimizdeki umutla birlikte.
Soldan, Av. Dilşad Akşahin Ünal, Av. Ayşin Cansu Şahin, Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve Gelincik Merkezi Eşgüdüm Sorumlusu Av. Zeynep Tepegöz, Av. Betül Ayan Özmen, Av. Hande Yeni Yaycı, Av. Seda Bulut, Av. Merve Çetinöz, Av. Burcu Baysal Değirmenci, Av. Sanem Küçükarzuman, Av. Banu Çiftçi. Masa’nın başında, Gelincik Merkezi Başkanı Av. Nazlı Özlem Atmaca