Allah'ın verdiği sudan para kazanılır mı?

Seçimlerde AKP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Turgut Altınok, Mansur Yavaş'ı hedef alarak  “Allah'ın verdiği sudan para mı kazanılır?” diye sormuş…

Açıkça söylemek gerekirse Turgut Altınok Mansur Yavaş’ın karşısında ağır sıklet maçına çıkmış sinek sıklet boksörü kıvamında bir performans sergiliyor. 

Gene de Turgut Altınok’un buram buram popülizm kokan, fakat ekonomi bilimine tamamen aykırı bu söylemine bir cevap yazmamak da olmaz.

Altınok önce şunu bilmeli, anlamalı; yağmuru karı Allah yağdırsa bile kentlere suyu Allah değil belediye veriyor! Turgut Altınok’un mantığından gidersek topraktaki demiri, kömürü, petrolü gazı, ağırdaki davarı ya da tarladaki buğdayı da Allah verdi niye para ile satıyorsunuz dememiz gerekir değil mi?

Belediye dağın başına yağan yağmurdan, eriyen kardan akan suyu büyük barajlarda topluyor, elektrik yakarak kocaman kocaman borularla yüzlerce kilometre uzaktan kente taşıyor. Getirdiği suyu daha sonra devasa arıtma tesislerinde halkın kullanabileceği şekilde arıtıyor, dezenfekte ediyor ve bu arıtılmış suyu gene binlerce kilometre uzunluğundaki boru hatları ile kent halkına ulaştırıp, tüketimine sunuyor. Üstelik belediyenin işi burada da bitmiyor hanelere ulaşıp musluklardan akan su tüketilip kirlenince gene devasa borular ile bu kirli lağım suyunu topluyor, arıtma tesislerine götürüp orada arıttıktan sonra doğaya deşarj ediyor, en nihayetinde doğanın kirlenmesini de engelliyor.

Yağan yağmurun, düşen karın elbette bir bedeli yok, tanrı yağmur ve kar yağdırdığı için insanoğlundan para mara talep etmiyor. Kimsede ağzını açıp yağmur suyu yudumlayınca ya da dereden gölden avuç avuç su içince bir fatura da ödemiyor zaten. Para meselesi işin içine insan emeği, enerji ve yatırım gibi ekonomik faktörler girdiğinde gündeme geliyor.

-Barajların inşa edilmesi ve bu sayede suyun toplanarak yılın her döneminde büyük kitlelere hazır halde tutulması çok büyük yatırım, enerji ve emek kullanımı gerektirir ama bu yapılmadan kalabalık kent nüfuslarının nitelikli su ihtiyaçlarının her daim karşılanması asla mümkün değildir bütün bunlarda para demektir.

-Barajların inşa edilmesi de yeterli değil çoğu zaman bu barajlar kent yerleşimine uzak coğrafyalarda olur barajdan suyu kente ulaştıracak dev boruların yapılması, getirilip döşenmesi sonra bu borulara su pompalanması yani boruların işletilmesi gene çok büyük yatırım, enerji ve emek kullanımı gerektirir, tamamı para demektir.

-Borularla gelen suyun uygun bir teknoloji ile arıtılması ve dezenfekte edilerek mikroplardan arındırılması kent sağlığı için olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır ve bu işlemde çok büyük yatırım, enerji ve emek kullanımı gerektirir, bunlarda paradır.

-Arıtma tesislerinde kullanıma hazır haline getirilen suyun her haneye ulaştırılması da çok büyük yatırım, enerji ve emek kullanımı gerektirir ki bu da paradır.
 

-Su kullanılıp lağım haline geldikten sonra bu atık suyun bir ağ şeklinde kenti kaplayan, her bir haneye ulaşan devasa bir kanalizasyon sistemi ile toplanarak atık su arıtma tesislerine ulaştırılması da çok büyük yatırım, enerji ve emek kullanımı gerektirir bunun da tamamı paradır. Para harcayıp bunu yapmazsan kent çok kısa bir süre zarfında devasa bir lağım bataklığına dönüşür, yaşanmaz hale gelir.

-Atık su arıtma tesisleri çevrenin korunması ve insan sağlığı açısından için son derecede önemlidir ve bu tesisler içinde çok büyük yatırım, enerji ve emek kullanımı gerektirir bunların tamamı da paradır.

Şimdi belediye bu kadar yatırım yapıp, adam çalıştırıp, enerji harcadıktan sonra suyu bedavaya verebilir mi?

Elbette veremez üstelik bedava ya da çok ucuz su su tüketiminde çok büyük ölçüde israfa yol açarak su kaynaklarının yok olmasına yol açacaktır. Bu yüzden de suyun doğru, makul bir fiyata satılması kaçınılmazdır.

Kimse bu harcamaları babasının cebinden yapmayacağına göre kent halkının kullandığı suyun bedelini ya her hane kullandığı kadar ödeyecektir ya da belediye topladığı vergilerden karşılayacaktır bu harcamaları. Sonuç olarak Turgut Atınok’un bu popülist söylemlerinin hiç bir anlamı yoktur.