AKŞENER ŞİRAZEDEN ÇIKTI MI?

Meral Akşener’in şirazeden çıkıp çıkmadığını anlayabilmek için ilk olarak asıl şirazesinin ne olduğunu bilmemiz ve bunun görünen ya da göstermek istediği şiraze ile örtüşüp örtüşmediğine bakmamız gerekir.

Bakın:

Meral Hanım ilk olarak MHP’yi böldü…

Sonra gitti Millet İttifakına girdi…

Son seçimlerde 6’lı masaya oturdu…

Beklenmedik bir anda beklenmedik ve son derece çirkin bir üslupla masadan kalktı…

Sonra geldi masaya tekrar oturdu…

En son olarak da yerel seçimlere “özü başımıza gireceğiz” diyerek altı ay evvel Cumhurbaşkanı olsunlar dediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın karşısına bile aday çıkaracağını açıkladı ve bunu da yaptı.

Dahası Meral Hanım ve şürekâsı sadece Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın karşısına aday çıkarmakla da kalmadı, muhalefete muhalefet etmenin dozunu da git gide arttırdı, en nihayetinde tam AKP ağzı ile konuşmaya başladı.

Birbiri ile çelişkili görünen bütün bu eylemleri rastgele, plansız programsız yaptığına, bu kadar riske ve zahmete boşu boşuna girdiğine siz inanır mısınız bilmem ve lakin açıkça söylemek gerekirse ben bir plana sadık kaldığını düşünenlerdenim.

Siyasette anlam verilemeyen, izah edilemeyen bir durum varsa hep bu yapılanların kime yaradığına bakılması olayları doğru anlama ve anlamlandırmada kullanılması gereken bir yöntemdir.

Meral Hanım’ın davranışları son seçimi Recep Bey’e altın tepside hediye etmekte en önemli faktör olmuştur.

Şöyle bir düşünün; Meral Hanım o kadar çirkin bir üslupla masayı devirip kaos yarattığı halde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu % 48 civarında bir oy aldı değil mi?

Eğer Meral hanım masayı böyle dağıtıp kaos ve belirsizlik yaratmasaydı Kemal Bey yüzde 2 – 3 daha oy alamaz mıydı?

Bence alırdı bu durumda son Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaybedilmesinin en büyük suçlusu Meral Hanım değil midir?
Bence evet son Cumhurbaşkanlığı seçimini Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesinin en büyük ve hatta tek suçlusu Meral Akşener’dir!

Peki, ben böyle düşünen tek kişi miyim?

Elbette hayır!

Birçok başka kişi de benim gibi düşünüyor ve bu düşünce yüzünden de Bahadır Erdem, Ece Güner Toprak, Yüksel Aslan gibi birçok önemli isim İYİ Partiden istifa ederek Meral Akşener ile yollarını ayırmış bulunuyor.

Son olarak da İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Cem Karakeçili Meral Akşener’e ağır eleştiriler getirerek partisinden istifa etti.

İstifa ederken parti yönetimini ve Meral Akşener’i eleştiren Karakeçili, “Gelinen nokta birkaç ay öncesine kadar Cumhurbaşkanı olması niyetiyle masa devrilen İmamoğlu için ‘Gözü başka mevkilerde olanlar bu şehri yönetemez’ denilmesidir” dedi. Akşener’in “ operasyon siyaseti” sözlerine Karakeçili “Operasyon kökleri dışarıda aranmasına gerek olmayacak kadar içeridedir, alenidir” diyerek gönderme yaptı.

Cem Karakeçili, açıklamalarında; İstanbul ve Ankara’da ittifak yapılmamasına ilişkin kararı anlayamadığını söyleyerek “Hiçbir şey kazanmayacağın bir seçimde niçin bir kaybettiren oluyoruz?” Diye de sordu.

İstifasını hazırlayan sürecin genel seçimlerde İYİ Parti Lideri Akşener’in 6’lı masadan kalkmasıyla başladığını belirten Karakeçili, “Masadan kalkılmadan önce İYİ Parti anketlerde yüzde 15-20 oy alıyordu. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkılabilirdi ama seçime 2 ay kala, Türkiye’de gözler üzerinizdeyken ve matematiksel olarak Kılıçdaroğlu’nun ilk turda kazanma ihtimali varken değil. Kalktıktan sonra masaya tekrar oturmak katmerli bir hataydı. Madem o sert üslupla o masadan kalktık bir daha oturmamalıydık. Üçüncü yol iddiasını o zaman ortaya koymalıydık” dedi. 

Sonuç olarak Akşener tüm eylemleri ile Recep Bey’in kazanmasına yardımcı olmuş gibi görünüyor. Esasında bu gün yaptığı da en azından İstanbul ve Ankara’yı altın tepside Recep Bey’e sunmaya çalışmak değil midir?

Bu noktada Meral Hanım’ın şirazesi taaa en baştan Recep Bey’e endeksli belirlenmiş olmasın diye sormak gerekmez mi?