AKP ENFLASYONİST POLİTİKALARDAN VAZGEÇEBLİR Mİ?

Birçok makale ve söyleşimde enflasyonun iktidarların uyguladığı enflasyonist politikalar yüzünden ortaya çıktığını anlattım. Bir ülkede ekonomi yönetimi enflasyonist politikalar uygulamazsa o ülkede hiçbir şekilde enflasyon olgusu görülmez ve bu yüzden enflasyon iktidarların bilinçli tercihleri sonucunda taammüden ortaya çıkan bir ekonomik olgudur demek yanlış olmayacaktır.

Birçok makale ve söyleşimde enflasyonun iktidarların uyguladığı enflasyonist politikalar yüzünden ortaya çıktığını anlattım. Bir ülkede ekonomi yönetimi enflasyonist politikalar uygulamazsa o ülkede hiçbir şekilde enflasyon olgusu görülmez ve bu yüzden enflasyon iktidarların bilinçli tercihleri sonucunda taammüden ortaya çıkan bir ekonomik olgudur demek yanlış olmayacaktır.

Bu söylediklerimden sonra peki, tamam enflasyonun birçok sıkıntı doğuran kötü bir şey olduğu ortadayken bu durumda iktidarlar neden enflasyonist politikalar izleyerek enflasyon yaratıyorlar? Diye soracaksınız.

Aslında çoğu zaman politikacılar popülist uygulamaların enflasyon yaratmayacağını düşünüyor, seçim kazanabilmek uğruna kolayca popülist tercihlerde bulunabiliyorlar. Hatta bazı durumlarda “hele bir seçimi kazanalım gerisini sonra düşünürüz, seçimi kazanamazsak da zaten benden sonra tufan rakip parti uğraşsın dursun” diye bile düşünüyorlar.

Bazı durumlarda ise politikacılar enflasyonist politikalar uygulamak zorunda kalabiliyor. Örneğin son yaşanılan pandemi sürecinde ABD, AB ve İngiltere başta olmak üzere birçok gelişmiş ülke enflasyonist politikalar uygulamak zorunda kaldılar. Hatta uzun bir süre boyunca bu ülkelerden birçok yetkili bu uyguladıkları politikaların enflasyon yaratmayacağını bile iddia etti ama sonunda yanıldıkları ortaya çıktı. Enflasyonist politikalar izleyen bütün ülkelerde enflasyon zirve yaptı, ABD, AB ve İngiltere’de son 40 – 50 yılın enflasyon rekorları kırıldı.

Bu ülke yönetimleri enflasyonist politikalar uygularken pandemi sebebi ile aniden duran ekonomik faaliyetlerin geniş kitlelerin gelirsiz kalmasını ve birçok firmanın iflas etmesini engellemek amacını taşımaktaydılar. Bu tip bir durumun yaratacağı sosyal ve siyasal etkilerin enflasyonun etkisinden çok daha vahim olaylara yol açabileceğini hesapladılar ve neticede bir politik tercihte bulundular. Sonuçta bilimin bize gösterdiği sonuç ortaya çıktı, ultra genişlemeci para ve maliye politikaları uygulayan ülkelerde enflasyon aldı başını gitti, şimdilerde sıkı para ve maliye politikaları uygulayarak enflasyon dizginlenmeye çalışılıyor.

Türkiye’de ise durum biraz daha farklı AKP enflasyonist politikalar izlemeye zaten pandemi öncesinde başlamıştı. Avrupa ve Amerika’da uygulanan politikalara ultra genişlemeci politikalar deniyorsa Türkiye’de uygulanana ne demek gerekir gerçekten de kimsenin bir fikri yok.

Öncelikle 16 Nisan referandumu sonrasında geçilen tek adam rejimi piyasada çok büyük bir güven erozyonu oluşturmuş, birçok yatırımcı Türkiye’yi terk etmişti. Bu durumun yarattığı durgunluk ve ekonomik küçülme riskini aşmak isteyen AKP iktidarı ciddi bir parasal genişlemeye gitmişti. Hedef büyümeyi düşürmemek olunca enflasyon doğal olarak ikinci plana atıldı, nasılsa hallederiz zannedildi.

Türkiye zaten böyle büyük bir sıkıntı ile boğuşur kredi ve para dağıtarak, kamu harcamalarını artırarak büyümeyi desteklemeye çalışırken önce çok uzun yıllardır eşi benzeri görülmemiş bir pandemi faciası ekonomiyi vurdu hem arz ve hem de talep yönlü çok olumsuz etkiler ortaya çıktı. Sonra ise ekonomik ilişkilerimizin çok yoğun olduğu kuzeydeki iki komşumuz arasında savaş başladı. Bu savaş birde küresel ölçekte enerji ve gıda başta olmak üzere tüm emtia fiyatlarını hızla yükseltince enflasyonda işler çığırından çıkıverdi.

Türkiye’de dolaylı ve dolaysız kamu borçlarının önemli ölçüde dövize endeksli olması, kurları ve enflasyonu kontrol etmeyi büsbütün imkânsız kıldı.

Bugün geldiğimiz noktada AKP artık istese de enflasyonist politikalar uygulamaktan vazgeçemez. Bunun birkaç nedeni var:

  1. Kamu, borçlarını ödeyebilmek ve yükümlülüklerini yerine getirebilmek için para basmak ve dolaşımdaki para miktarının artmasına razı olmak zorundadır.
  2. KKM diye bir yöntem ile kurları kontrol etmek uğruna kamu bütçesine çok ağır bir yük yüklendi, bu yükü para basmadan kaldırmak mümkün olmayacaktır.
  3. Kişiler ve kurumlar bu süreçte çok borçlandı, bu borçların ödenebilmesi ve iflasların engellenebilmesi için Türk Lirasının değer kaybetmesi gerekmektedir.
  4. Enflasyon ücretleri aşırı miktarda tırpanladı, ücretlerde radikal bir iyileştirme yapılmazsa bir yıl sonraki seçimlerde AKP çok ağır bir bedel öder. Fakat yapılacak bu ücret zamlarının enflasyonist bir döngüye yol açması da kaçınılmazdır.
  5. Kamu bütçesine büyük yük getiren mülteci sorununu çözmek AKP için mümkün değildir, bu yük de para basmayı zorunlu kılmaktadır.
  6. Türkiye çok ciddi miktarda dış ticaret açığı vermektedir, kurlar yükselmeden bu açığı kapatmak mümkün değildir ama kurların yükselmesi de enflasyonist etki yapacaktır. Ayrıca borçları ödeyebilmek ve ithalata devam edebilmek için ihtiyaç duyulan büyük miktardaki dövizi temin edebilmeye çalışıldıkça artan talep yüzünden kurlar yükselmekte ve buda enflasyonist etki yapmaktadır.

Görüldüğü gibi bu politikaların hepsinin de sorumlusu AKP yönetimidir ve bu politikalardan vazgeçmek AKP için artık çok zordur, dolayısı ile en azından bir müddet daha yüksek enflasyon ile yaşamak zorundayız.