AĞIRALİOĞLU SORUNU

Yavuz Ağıralioğlu uzun zamandır en gereksiz zamanlarda, en gereksiz çıkışları yaparak İYİ Parti içinde sorun yaratmaya...

Yavuz Ağıralioğlu uzun zamandır en gereksiz zamanlarda, en gereksiz çıkışları yaparak İYİ Parti içinde sorun yaratmaya ve partinin başını ağrıtmaya devam ediyor.

Düzenlediği son basın toplantısında yapmış olduğu çıkış da zaten Meral Hanım’ın masadan kalkması ile oluşmuş bulunan İYİ Parti hakkındaki tereddütleri besleyecek yönde işlev görecek ve seçmenin İYİ Parti’ye verdiği desteği gözden geçirmesine yol açacaktır. Demedi demeyin ama Yavuz Ağıralioğlu artık partiye zarar veren bir noktaya gelmiş bulunmaktadır.

Önce Yavuz Ağıralioğlu’nun son olarak ne dediğine bir bakalım: Ağıralioğlu, “İYİ Parti’nin emekleri ziyan edildi, İYİ Parti’den kimse özür dilemedi. Kemal Bey’in adaylığının dayatılmasına itiraz ediyorum” dedi.

Sonrasında Kılıçdaroğlu’nun adaylığına değil, adaylığının dayatılmasına karşı olduğunu belirten Ağıralioğlu, “Partim adına konuşmuyorum kendi adıma konuşuyorum” diyerek tornistan yapmak zorunda kaldı.

Ağıralioğlu’nun “Vicdan sıkışmıştır. Tarih sıkışmıştır. Tercih sıkışmıştır. Devletin şerefli makamlarını bölücülerin pazarlığı haline getirdiler.Kurucusu olduğumuz masada bize pusu kurulmasından rahatsızız. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığından rahatsız değiliz. Ama dayatılan adaya karşıyız.” Demesinin gereği, İYİ Partiden istifa etmesidir.

Bu paragrafta geçen “Devletin şerefli makamlarını bölücülerin pazarlığı haline getirdiler.” Ve “Kurucusu olduğumuz masada bize pusu kurulmasından rahatsızız.” İthamları son derecede ağır ithamlardır!

Yavuz Ağıralioğlu’nun kafası hayli karışık, düşünceleri belirsiz ve ideolojisi çok bulanıktır, dahası söylemleri de saçmalama seviyesindedir.

En nihayetinde açıkça söylemek gerekirse İYİ Partiye yakışan bir isimde değil.

Bakınız böyle ağır ve saçma ithamlarda bulunan bir politikacının derhal muhataplarından ve halktan özür dilemesi, özür dilemediği takdirde hiç vakit kaybetmeden, derhal bulunduğu siyasi partiden istifa etmesi ya da atılması siyasetin ve ahlakın doğal gereğidir.

Yavuz Ağıralioğlu’nu daha evvel ki devirdiği çamlardan ve saçmalamalarından tanıyoruz, kafa karışıklığını da buralardan biliyoruz.

Saçmalamalarından ve devirdiği çamlardan hangi birini saysam bilmiyorum ama önemlilerini hatırlatayım; Bir keresinde FOX Tv’de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında Küçükkaya’nın Atatürk’le ilgili bir sorusuna “Abdülhamit neyse Atatürk odur…” yanıtını vermişti.

Atatürk ile Abdülhamit’i kıyaslayan ve eş değer gören birinin milliyetçiyim, Türkçüyüm diye ortada dolanmasının ne kadar abuk sabuk bir iş olduğunu anlatmaya sayfalar yetmez, bu yüzden bu konuya girmeye gerek dahi görmüyorum.

Bir başka seferde de Yavuz Ağıralioğlu “Biz Müslüman olmayan Türk’e, Türk demiyoruz. Müslüman olmayan Kürde niçin Kürt diyelim? Niçin insan diyelim?” şeklinde konuşmuş gene abuk sabuk, saçma sapan bir hüküm kurmuştu.

Adam daha inanç ile milli, etnik ve ırki aidiyetlerin aynı şey olmadığını, hatta inancın kişisel ve toplumsal kararlar ile kolayca değişebildiğini ama ırki, milli ya da etnik aidiyetlerin benzer şekilde değişemeyeceğini idrak edemiyor ama çıkıp ahkâm kesmeye hiç utanmıyor…

Sanki kimin insan sayılacağı kimin sayılmayacağı Ağıralioğlu’nun kararına kalmış gibi konuşuyor.

Kafası o kadar karışık ki çıkıp rahatça bu gün yaşayan ve Müslüman olmayan Hristiyan, Musevi, Budist veyahut da herhangi bir dine inanmayan Türkleri Türk saymama hadsizliğini yapıyor. Dahası geçmişte yaşamış ve tarihe damgasını vurmuş Atilla ve Bilge Kağan gibi Müslüman olmayan büyük devlet adamlarını da Türk saymama hadsizliğinde bulunuyor.

Dahası insan insandır!

Bir insanı dini, cinsi, siyasi veyahut da ırki aidiyeti yüzünden insan saymamak öncelikle açık ve net bir terbiyesizliktir!

Üstelik sadece terbiyesizlik de değil aynı zamanda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine karşı çıkmak, açık ve net olarak insanlığa karşı suç işlemektir!

Tesadüfen böyle makamları işgal edip, gündemi boş işlerle meşgul eden Ağıralioğlu gibi politikacılardan bir an önce kurtulmak gerektiğini düşünüyorum.