ADAM GİBİ ADAM (2)

Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü, siyasi, sosyal, ekonomik ve maliye tarihimizde seçkin bir yeri vardır. Şimdi gerilere dönerek İnönü’yü anlatmayı sürdürelim…

1916 yılının Aralık ayı içinde 2. Ordu Komutanı olarak görev yapan Mustafa Kemal, İsmet Bey’i beğenip takdir ettiğinin ve ona ileride önemli görevler vermekten çekinmeyeceğini biliyordu.

Bu dönemde, Mustafa Kemal, Osmanlı ordularının Alman generallerin emrinde iyi yönetilmediğini bir raporla sadrazama bildirmeye karar verdiğinde Raporu hazırlamakla Albay İsmet Bey’i görevlendirmişti.

Ulusal Devrim tarihimizde önemli yeri olan bu raporun hazırlanmasında gösterdiği başarı ve yetenek nedeniyle de İnönü, Mustafa Kemal’in ayrıca takdirini kazanmıştı.

Ayrıca 1918 yılının Ağustos-Eylül ve Ekim aylarında, Osmanlı Devleti’nin Suriye-Filistin cephesindeki savaşlarında, 7. Ordu Komutanı olan Mustafa Kemal’in kendisine bağlı iki kolordunun komutanları, General Ali Fuat Cebesoy ve Albay İsmet İnönü’dür.
Kuşkusuz Mustafa Kemal, Kolordu Komutanı Albay İsmet Bey’i, bu savaşlarda çok daha iyi tanımıştı. Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan önce, İstanbul’da kaldığı 6 ay içinde cephe arkadaşı ve kolordu komutanı İnönü ile sürekli iletişim içinde bulundu.
Bu arada İsmet Paşa üzerinden Atatürk’e saldıranların bir yalanına işaret etmek istiyorum. Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmeden önce, 15 Mayıs 1919 günü İnönü’nün evine gidiyor ve planlarını anlatıyor.

İnönü’ye karşı olanlar şu yalanı uyduruyorlar. Sözde Atatürk; İsmet Paşa’ya Anadolu’ya birlikte gitmeyi önermiş… İnönü “Çocuğum yeni doğdu, gidemem” demiş...

Pes doğrusu…

Yalandan kim ölmüştür?

Her utanmaz adam, yalanı gerçek gibi söyler ve sonra da kendi söylediği yalana kendisi de inanır.
O sırada İnönü; Milli Savunma Bakanlığı’nda görevli bulunuyordu. Atatürk bilgi almak için onun görevini sürdürmesini istiyordu. Atatürk, evden ayrılırken İnönü’ye, zamanı geldiğinde kendisini Anadolu’ya çağıracağını söylemişti.
İnönü karşıtları onun Anadolu’ya geç geçtiğini de uyduruyorlar. Bu da doğru değildir. İnönü’nün Anadolu’ya geçişi gönüllü bir geçiştir.

Mustafa Kemal Sivas Kongresi’nden sonra Ankara’ya geliyor.
12 Ocak 1920’de İstanbul’da Meclis’in yeniden toplanması gerçekleşecektir. Seçilen milletvekilleri İstanbul’a gidiyor.
Tam bu sırada herkes İstanbul’a giderken, Albay İsmet Bey ansızın ve gizli olarak İstanbul’dan Ankara’ya geliyor. Tarih 8 Ocak 1920’dir.

Mustafa Kemal, İnönü’yü karşısında görünce çok memnun oluyor. İnönü’nün herkesten önce Ankara’ya gelişi pek bilinmez ama belgelerle kanıtlanmıştır.
İnönü bir ay Ankara’da kalıyor.

Daha sonra Mareşal Fevzi Çakmak Harbiye Nâzırı olunca, İsmet Paşa’yı bizzat İstanbul’a çağrılıyor. Atatürk de bu aşamada İnönü’nün İstanbul’da olmasını daha uygun buluyordu.
İngilizler, 16 Mart 1920’de İstanbul’da Meclis’i işgal ediyor. İnönü ise 9 Nisan 1920’de gizlice Anadolu’ya geçiyor ve Atatürk’ün yanına koşuyor.

Atatürk Dolmabahçe’de hasta yatarken daima İnönü’yü soruyordu.
Bizzat düzenlediği vasiyetinde İnönü’nün oğulları Ömer ve Erdal’ın eğitimleri için para tahsis etti. Siz dargın olduğunuz bir adamın çocuklarına eğitimi için para vasiyet eder misiniz?
Bu sorunun yanıtı hayır olacaktır. Şeriatçı takımı Mustafa Kemal Atatürk’e direkt saldıramıyorlar. İsmet İnönü’ye saldırarak, akılları kese Atatürk’e saldırmış oluyorlar!

Laik devlet düzeninin kurulmasına katkı veren, çok partili yaşama Türkiye’nin geçirilmesini sağlayan “adam gibi adam” İnönü’yü tam öğrenmek isteyenler için Kültür Bakanlığı yayınlarından çıkmış olan Prof Dr. Şerafettin Turan’ın “İsmet İnönü Yaşamı, Dönemi ve Kişiliği” adlı kitabını okumalarını salık veririm. &&&