AÇIZ AÇ…

Şubat ayı 17 bin lira olarak belirlenen yeni asgari ücretin ele geçtiği ilk ay oldu, bu asgari ücret açıklandığı zaman ben “umarım olmaz ama ele geçtiği ilk ayda bile ya açlık sınırının altında kalacak ya da bu sınıra çok yakın bir seviyede olacak” diye bir iddiada bulunmuştum.

Ne yazık ki gene haklı çıktım…

Şubat ayına dair Açlık Yoksulluk Sınırı Araştırmaları açıklandı durum şöyle:

TÜRK-İŞ Konfederasyonunun 37 yıldan bu yana her ay düzenli olarak hesaplayıp açıkladığı, alanında ilk ve öncü olma niteliği taşıyan Açlık Yoksulluk Sınırı Araştırması 2024 Şubat ayı sonucuna göre:

- Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı  16.257,18 TL’ye,

-Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise 52.954,98 TL’ye,

-Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 21.189,34 TL’ye yükseldi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın Açlık Yoksulluk Sınırı araştırmasının sonuçları ise şu şekilde:

-Gıda fiyatlarındaki yüksek artış eğilimi dört kişilik bir ailenin açlık sınırını Şubat ayında 1.531 Lira artırarak 18 Bin 973 Liraya yükseltti. Açlık sınırı 19 Bin liraya yaklaştı.

-Aynı ailenin yoksulluk sınırı ise Şubatta 2 Bin 348 lira artarak 52 Bin 375 Liraya yükseldi.

- Son bir yılda açlık sınırı 8 Bin 714 Lira, Yoksulluk sınırı ise 23 Bin 812 Lira arttı.

Üzgünüm ama ne yazık ki bu seferde ben haklı çıktım, bakın görün işte her iki araştırmada benim öngörümü açık ve net bir şekilde doğrulamaktadır.

Sonuç olarak emekçilerimiz aç biilaç çalışmakta ve 10 Bin Liraya talim eden emeklilerimiz ise “açız aç” diye inlemektedirler.

Kurların ve fiyatı devletçe yönlendirilen birçok mal ve hizmet zamlarının seçimlere kadar baskılanması yüzünden enflasyondaki asıl sıçramanın 31 Marttaki seçimlerden sonra olacağı ise aşikârdır.

İktidar tarafından bu sene asgari ücretin bir senelik belirlendiği ve Temmuz ayında bir güncelleme yapılmayacağı söylenmişti.

Ben gene bir öngörüde bulunayım: Bu dedikleri hikâyedir, bu kadar hızla satın alma gücü düşen Türk Lirası yüzünden daha ele geçtiği ilk ayda açlık sınırının altında kalan asgari ücrete her hâlükârda sene ortasında bir zam daha yapılmak zorunda kalınacaktır.

Aslında doğru yöntem bu kadar yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede bir tür eşel mobil sistemi kurularak ücretlerin her ay güncellenmesidir. Ancak bu şekilde enflasyonun halkın ve çalışanların refahını kemirmesi engellenebilecektir.

Ama elbette bu tip bir eşel mobil sistemi kurmak iktidarın ve patronların işine gelmeyecektir!

Onların tek amacı enflasyon sayesinde hem mali yükümlülüklerinden kolayca kurtulmak ve hem de mümkün olduğu kadar büyük bir servet transferini gerçekleştirmektir.

Unutmayın enflasyon bir kesimi fukaralaştırır, gelirini ve varlıklarını eritirken bir başka kesimin ise gelirine gelir, varlığına varlık katmaktadır.

Gelirine gelir, varlığına varlık katan kesimin lobi gücü ve hükümet üzerindeki etkisi dikkate alınırsa bu düzenin kolay kolay değişmeyeceği de anlaşılacaktır.