ABD DİRENDİ

Yeryüzünde emperyalizmin başını ABD çeker. ABD ve öteki emperyalist devletler ekonomik ve mali anlamda geri kalmış ülkeleri sömürmek için kurmuş olduğu askeri ve ekonomik tuzaklarla bu ülkeleri sömürürler.

Fakir halk yığınlarını sömürmek için her yolu kullanırlar. 

Bu sömürünün başında genellikle dini kurallar kullanır. Bunun en somut örneğini 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye, Fetö ve ekibinin başarısız askeri darbesinde gördük.

Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir grup askerin darbe girişiminde bulunmasının ardından ABD’de iadesi istenen Fethullah Gülen, hemen ABD’ye kendisinin Türkiye’ye iade taleplerine karşı “direnin” çağrısında bulundu.

O tarihte Fethullah Gülen, ABD'nin New York Times gazetesine kendi adıyla ve imzasıyla yazdığı makalede, "Batılı demokrasilerin ılımlı Müslümanlara ihtiyaç duydukları bir dönemde, “hizmet” içindeki ben ve arkadaşlarım “batı'nın yanında yer aldık" diyerek, Erdoğan'ın istediğini alma arzusu anlaşılabilir. Ancak “ABD buna direnmeli" ifadelerini kullandı.

Ayrıca Gülen; Türkiye’de son 40 yılda yaşanan darbelerden en büyük zararı kendisinin gördüğünü öne sürüyor ve darbelere karşı olduğunu söylüyordu.

Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı RTE’yi batılı ülkelere 'şikâyet eden' Fethullah Gülen, Uluslararası Af Örgütü'nün darbe girişimi sırasında, tutuklananlara işkence yapıldığına ilişkin iddialarını hatırlatıyordu.

Ayrıca Gülen, darbe girişiminde bulunanların itiraflarını ve kendisiyle bağlantılarını da reddediyordu.  Daha açık bir deyişle “Gülen, kendisini sütten çıkmış ak kaşık” olarak dünyaya ilan ediyordu. ABD ne yaptı? Gülen’in bu çağrısına karşı direndi. Gülen’i iade etmedi.Gülen sözde cemaatinin merkezi ABD’de açık duruyor. Yeryüzünde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Ayrıca Türkiye’de Kurulu bulunan yaklaşık 40 civarındaki irili ufaklı tarikat ve bu tarikatların kurduğu vakıflar faaliyetlerini sürdürüyorlar. Darbenin dibi, çantanın içi miydi? 

RTE’nin devlet bankasının başına koyduğu bankacının evindeki kutusundan dolar çıkmıştı. Fethullah Gülen'in orduya sızdırdığı darbeci tümgeneralin de Genelkurmay Karargâhı’ndaki çantasından dolar çıktı.

 Ülkemizin dirliği, halkın çocuklarının geleceği için faydalı bir noktaya varmak gerekiyor. Nasıl ki, “Allah rızası için bir hizmet hareketiyiz diyen”  Fethullah Gülen'ciler sıkıştıkları anda ve kendilerini güçlü gördüklerinde gözleri döndü. 

Halkın üzerine tank, F-16, SAT komandosu, mermi, bazuka ile saldıran çok aşağılık darbeciye dönüştüler. Kanlı katil oldular. Yarın bir gün olur ya; devletin içinde şu anda örgütlenmeye devam eden tarikatlardan herhangi biri Fethullah Gülen'cilere  benzemeyeceğinin bir garantisi var mı?

Gün, bu gündür. Değişimi görmeliyiz. Söz gelimi bugün Diyanet İşleri Başkanlığı, 131 bin camide görevli imamlarıyla RTE’nin partisi AKP'nin il ve ilçe teşkilatı gibi çalıştığı izlenimini veriyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, sanki RTE’nin ve AKP'nin bir bakanı! Ali Erbaş, siyasette ve verasette elini çekmelidir!

ABD’nin direnmesine rağmen FETÖ'cülüğün köküne inilirken Diyanetin camileri ile imamlarının da AKP'nin il ve ilçe örgütleri olmaktan çıkması gerektiğini çağdaş, ilerici, laik ve demokratik kitle örgütleri görmek istiyor.Lafla değil, siyasette yumuşama o zaman gerçek anlamda başlar. 

ABD’nin direnmesiyle Fethullah Hoca'nın geldiği noktaya RTE’nin kesinlikle gelmemesi gerektiğinin bilinmesi gerekmiyor mu? 

Bunu diyebilmek için de “Türkiye'nin seçimle iktidara gelmiş ve devleti kullanarak güç kazanmış siyasi yapısının  dinci fay hattından çıktığını” gösteren belirtiler bütününe tanık olmamız gerekiyor. Şunu hatırlatarak yazımızı bitirelim. 

FETÖ'cüler okul açtı. Üniversite kurdu. Dershaneler oluşturdu. Ve bu iktidar döneminde devletin en güzel arazileri, belediyelerin en kupon arsaları, devletin binaları Fethullah Gülen okullarına, vakıflarına bağışlandı. Bugün devlet,  Gülenci okullara, üniversitelere el koydu. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlunun yönetimde olduğu TÜRGEV adlı vakfa da devlet, belediyeler en pahalı, en kupon arsaları, binaları bağışladılar. Şimdi TÜRGEV'e de bağışlanan devlet arsaları, binalarının geri alındığını görecek miyiz?