Neoliberal kültürün egemenliğindeki dünyada ne yazık ki birçok kavram yörüngesinden çıkarılıp, bağlamından koparılarak alışveriş çılgınlığına sahne olan romantik bir kutlamaya dönüşmüş bulunmaktadır 8 Mart kutlamalarını da işte bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Bu günün tam adı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günüdür ve esas olarak sanayileşen toplumlarda emekçi kadınların ölümüne verdikleri hak, hukuk ve ekmek mücadelesini hatırlama, bu mücadele sırasında acı çeken, ölen yaralanan emekçi kadınların hatırasını yaşatma günüdür.
Bu güne gelen uzun, acılı ve hatta kanlı tarihi süreçte bazı önemli kilometre taşları bulunmaktadır, bunlar şöyle sıralanabilir:
1. 1908 - New York'taki Tekstil Fabrikası Yangını: 25 Mart 1908'de, New York'taki Triangle Shirtwaist Company'de bir yangın çıktı ve çoğunluğu genç kadın olan 146 işçinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu trajedi, işçi hakları ve iş güvenliği konularında bir dönüm noktası oldu ve kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesi için daha fazla farkındalık oluşturdu.
2. 1909 - Ulusal Kadınlar Günü: Amerika'da Ulusal Kadınlar Günü, 28 Şubat 1909'da, Amerika Birleşik Devletleri'nde 15,000 tekstil işçisi kadın tarafından grev yapılırken kutlandı. Bu grev, daha iyi çalışma koşulları ve daha iyi ücretler talep etmek için gerçekleşmişti.
3. 1910 - Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün İlanı: 1910 yılında, 2. Enternasyonal'in (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Danimarka'nın Kopenhag şehrindeki toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Partisi liderlerinden Clara Zetkin'in önerisi üzerine, 8 Mart tarihi Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edildi. Bu tarih, kadınların işçi hakları ve eşitlik mücadelesini vurgulamak için seçildi.
4. 1911 - İlk Resmi Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlamaları: 8 Mart 1911'de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre'de Dünya Emekçi Kadınlar Günü resmen kutlandı. Bu etkinlikler ile kadınların oy hakkı, işçi hakları ve eşitlik mücadelesi gibi konularda farkındalık yaratmayı amaçladı.
Bu tarihler, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün kökenlerini oluşturan önemli kilometre taşlarıdır. Bugün, bu önemli gün, kadın hakları mücadelesi, cinsiyet eşitliği ve kadınların toplumdaki rolleri konusundaki tartışmaları ve bilinci canlı tutmak için kutlanmaktadır.
Aslında bu kadar uzun bir zaman geçtiği, bunca acılar çekildiği halde bu gün bile dünyanın bir çok bölgesinde kadın emekçilerin çalışma hayatında hala erkek emekçiler ile eşit hak ve özgürlüğe sahip oldukları söylenemez.
Birçok iş yerinde hala cinsiyet ayrımcılığı yapılmakta, kadınlar birçok iş kolunda erkeklerden daha az ücrete razı olmak zorunda kalmakta ve işe alımlarda kadınlar hala çok büyük haksızlıklara uğramaktadır.
Kadınların eşit işe eşit ücret hakkı bu gün bile sağlanamadıysa önümüzde kadın mücadelesinde kat etmemiz gereken çok uzun bir yol olduğu aşikârdır.
Popüler kültürün gırgır şamata ve romantizm karışımı kutlamalarına kapılıp emekçi kadınların hak ve hukukunu korumayı bir yana bırakmak ise asla kabul edilebilecek bir şey değildir.