720 TON ALTIN NEREDE?

Merkez Bankası’nın partili Başkanı Şahap Kavcıoğlu, rezerv tartışmalarına ilişkin, “Merkez Bankasının rezervleri varlık ve yükümlülük olarak yer değiştirdi” diye epey komik bir beyanda bulunmuş…

Merkez Bankası’nın partili Başkanı Şahap Kavcıoğlu, rezerv tartışmalarına ilişkin, “Merkez Bankasının rezervleri varlık ve yükümlülük olarak yer değiştirdi” diye epey komik bir beyanda bulunmuş…

Rezervleri sattık, savdık, harcadık, borca battık demenin bundan daha trajikomik bir ifadesi de olamazdı…

Askerliğini yapanlar bilir “askerde hiçbir şahsi eşya kaybolmaz, sadece yer değiştirir.” denir. Senin cillop gibi, gıcır gıcır postalını biri yürütür, alır götürür giyer, sana şaftı kaymış, ağzı bir yana burnu başka yana gitmiş, altı delik postalı kakalar bunun adına da yer değiştirme denir, lakin postal kaybolmuş ya da çalınmış olmaz. Kavcıoğlunun açıklamasını ilk duyduğumda işte aklıma bu laf geldi, epey bir güldüm.

Varlıklar ile yükümlülükler yer değiştirdi demek de ne demek? Varlığım vardı ama artık yok, yerine yükümlülükler geldi demek değil midir?

Şöyle düşünün; cebinde patronunun git bankaya yatır diye verdiği 10 bin dolar varken bu senin varlığındır, aynı zamanda 10 bin dolarlık da bir yükümlülüğün bulunmaktadır. Net varlığın da net yükümlülüğün de bu halde sıfırdır.

Amma ve lakin sen gidip cebindeki bu emanet para ile kumar oynar, cepteki 10 bin doları kaybeder, üstüne birde 50 bin dolar borç senedi imzalarsan bu durumda varlığın sıfır olur, lakin hem patronun emanet verdiği 10 bin dolar ve hem de imzaladığın borç senedi senin yükümlülüğün olmuş olur değil mi? Sonuçta da kaybın ve yükümlülüğün toplamda 60 bin dolar seviyesine çıkmış olmaz mı? Patronuna gelip; “Patron varlıklar ile yükümlülükler yer değiştirdi” dersen, patron sana; “aferin oğlum, ne kadar da iyi yapmışsın” der mi?

İşin açığı Merkez Bankası Başkanının böyle safsata niteliğinde açıklamalar yaptığı bir ülkede Merkez Bankasına güvenin yeniden tesis edilebilmesi asla olanaklı değildir. Böyle bir kafa yapısına sahip, partili bir başkan tarafından yönetilen ve rezervlerinin 60 milyar dolar kadar ekside olduğu herkesçe bilinen bir merkez bankasının da kurları kontrol edebilmesini kimse beklemez. İnsanlar pozisyonlarını bu yönde alınca da kur hareketleri büsbütün şiddetlenir, piyasa oynaklığı artar ve merkez bankasının piyasaları sakinleştirmesi beklenebilecek açıklamaları da tamamen etkisiz kalır.

Merkez Bankasının yeni atanmış partili başkanının safsata niteliğindeki açıklamaları bu kadarla da kalsa gene iyi, Kavcıoğlu; “Türkiye Merkez Bankası, Türkiye Cumhuriyeti devleti gücü olarak şu an olmadığı kadar iyi durumda. Rezervlerin yapısı değişmiştir Türkiye’de. Yıllardır 120 ton altını vardı. 2012’de başlayıp 2019 ve 2020’de Türkiye’nin Merkez Bankası rezervlerindeki altın 720 ton altına çıkıyor. Türkiye’nin tüm altınları Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndadır.” dedi. Eğer bunu inanarak söylüyorsa gerçeklerden habersiz, inanmadan söylüyorsa yalan bilgi niteliğinde olan açıklamalarda da bulunmuş demek değil midir? Merkez Bankası tarihte başka ne zaman bu kadar eksi de olmuş ki?

Ayrıca şunu da söyleyeyim 720 ton altın hepi topu 39 milyar dolar eder! Bu meblağ muhalefet ve uzmanlarca nerede olduğu sorulan 128 milyar doların ancak küsuratı kadardır.

Dolardan çıkıp altına geçmek ve bunları Türkiye’ye getirmek, Amerikan yaptırımları olasılığına karşı alınmış önlemler değil midir?

Açıkça söylemek gerekirse Partili Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu insanımızın tonlarca altın söyleminden etkileneceğini ve basit bir 4 işlem, aritmetik hesap yapmaktan aciz olduğunu varsayarak algı operasyonu çekmeye kalkışıyor.

İşin açığı şudur Merkez Bankasının döviz ve altın varlıkları ile döviz ve altın yükümlülükleri arasındaki fark 60 milyar dolar civarında eksidedir. Varlıklarının bir kısmının altın, bir kısmının dolar ya da euro olması da bu gerçeği hiçbir şekilde değiştirmez.

Partili Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu “Güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Merkez Bankası’nın yıllarca kâr rakamı yoktu. 2018-2019-2020’de Merkez Bankası kâr etmiştir.” gibi konuyu bilmeyen halka, hoş geleceğini umduğu bir takım laflar da sarf etmiş. Merkez bankalarının kâr etmesi vatandaşlar ve piyasa için çok da iyi bir şey değildir! Merkez Bankası kârlarının önemli bir kısmı para basma sonucu elde edilen senyoraj gelirinden kaynaklanır.

Maliyeti 1 hadi bilemedin 2 lira olan kağıt parçasını, piyasaya 200 lira değer ile sürersen elbette eşsiz benzersiz bir kâr elde edersin, bunu çokça yaparsan çok kâr edersin, lakin bu durumda da piyasadaki para miktarı ve enflasyon artar, paranın satın alma gücü azalır, olan ücret karşılığı çalışan vatandaşlara olur…

Sonuç olarak Merkez Bankası başkanı böyle söylemler ile devam ederse; demedi demeyin Merkez Bankasına olan güven daha da azalacaktır…