4-C’YE KİM DESTEK VERDİ?(3)

Yıllar önce Tekel işçilerinin işlerini kaybetmesine neden olan özelleştirmede “Tekel işçilerinin kıdem tazminatları ile ihbar önellerinin” ödenmesini devlet neden üzerine alıyor? Bu kanalla devlet, Tekeli yok pahasına alan işverenin kasasın milyarlar aktarıyor. Ama Tekel işçileri kölelik ücreti ile devletin kurumlarına “4-C” safsatası ile nâkile zorlanıyor. Hem de kazanılmış hakları ortadan devlet eliyle kaldırılmak suretiyle.

O tarihte Başbakan Erdoğan TRT-1’deki “Enine Boyuna” programında 4-C’ye destek vererek diyor ki: -Kimsenin iş bulamadığı bir dönemde işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının yanı sıra "4-C" imkânını da sunuyoruz, sosyal güvenceleri de bu imkânın içinde yer alıyor. "4-C" çalışmasında kıdem tazminatının sürdürülmesi konusunda sorunlar bulunuyor.

 Biz kendilerine dedik ki, şu anda biz ihbar ve kıdem tazminatını veriyoruz. Dün bu görüşmelerle ilgili maalesef yalan bir haber çıktı. Onu okudum, o da beni ayrıca üzdü. ’Türk-İş Başkanı’nın yanında 4-C’yi bilmediğimi’ söylemişim. Bakanlarıma af edersiniz kaba tabiriyle ’fırça atmışım’. Böyle bir şey söz konusu değil, bakanıma çıkışmam söz konusu değil.

Sadece ben bakanıma şunu söyledim. ’Kıdem tazminatına ara vermeden devam etme imkânı doğabilir mi’ bunun üzerine çalışın dedim. Allah aşkına, bu çıkışmak mıdır? Bakanı azarlamak mıdır? Ayıptır. Sendika başkanına ’bir kaç gün süre verin, arkadaşlar çalışsın’ dedim. Maliye Bakanımız (Mehmet Şimşek) bu konu üzerinde çalışarak yasal bir engel yoksa kıdem ve ihbar tazminatını kesmeden 4-C’ye geçiş yapılacak. Gerekirse 4-C’nin içeriğinde de bir değişikliğe gidilebilir ama kaldırmak asla. Ben gerek Ankara’da gerek TÜRK-İŞ önünde yapılanları, tabii Ana Muhalefet Partisi Lideri’nin yaptıkları, diğerlerinin yaptıkları siyasette çirkin şeyler. 

Bakın, TEKEL işçisi iktidar yapmadı, bizi milletimiz iktidar yaptı. Ve milletimizin onlar da bireyleridir, kendilerine saygım vardır ama bu saygım hukuk içindedir hukuk dışına çıkıldığı zaman orada olay değişir. 

Erdoğan konuşmasını söyle noktalıyor:

-Şu anda hukuksuzluğa orada bir yerde göz yumuyoruz yapılanların hiçbirisi hukuki değildir, yasal değildir ama biz demokrasi adına ’buna bir miktar daha katlanalım’ dedik. Başbakan Erdoğan, TEKEL işçilerinin önünde 31 Ocaktan sonra bir aylık bir süre bulunduğunu dile getirerek, "Bir aylık sürece 4-C’ye kim müracaat ederse TEKEL işçileri içinde onlar 4-C’den istifade edecektir. Etmezlerse 4-C’den istifade edemeyeceklerdir. İhbar ve kıdem tazminatı zaten banka hesaplarına yarın yatmış oluyor. Oradan da kendilerine bir imkân doğar" dedi.

Yapılan çalışmalar sonunda kıdem tazminatının devamına yönelik bir imkân bulunması durumunda böyle bir düzenleme yapılacağını kaydeden Erdoğan, "Ama bu düzenleme yapılamazsa, o zaman işçiler paralarını almış olacaklar. Ve yeni bir süreci başlatmış olacağız" diye konuştu. 

Tekel işçisinin direnişi 4-C’yı kırdığı gün, şu anda 4-C kapsamında düşük ücret alan 17-18 bin kişinin durumu gündeme gelecektir.

4-C’ye destek verenler ister sendikacı isterse de AKP iktidarı olsun; özelleştirme adı altında satılan kamu işyerlerinde çalışanların haklarını güvenceye alacak bir hukuksal uygulama gerekiyor. Tekgıda-İş Sendikası’na ve Türk-İş’e düşen görev bu hukuk dışı uygulamanın durdurulması için, “4-C” dahil yargıya başvurmaktı. Yargı bu konuda son noktayı koyabilirdi. Ama o tarihte Türk-İş es geçti.

 Ama işçi sınıfı tarihi sömürüye karşı savaşım tarihidir. İşçi sınıfı barış ve demokrasi yolunu açma uğraşını tarih içinde çok verdi. Tekel işçisinin direnişi de bunun bir parçasıdır. O tarihlerde 4-C’ye destek veren AKP bugün 2. Parti konumuna düştü. 

Ama Halk yığınları işsiz, aç ve sefil kaldı.