24 KASIM

NOT 1: Bu bir hem nalına hem mıhına yazısıdır.
 NOT 2: Ülkenin güncel o kadar sorunu varken niye bunu yazıyorsun diyenler olursa lütfen sonuna kadar okusun.
 NOT 3: İşini layığıyla yapan öğretmenleri tenzih ederim.

Malumunuz bugün öğretmenler günü. Dünyanın en kutsal belki de en zor mesleği. Bir iletişimci olarak, insanlarla uğraşmanın nasıl bir delirme hissi yarattığını bilirim, öğretmenler, bir de o delirten insanların küçükleriyle uğraşıyor. Allah yardımcıları olsun.

Peki her öğretmen, mesleğinin kutsiyetine uygun hareket ediyor mu? İşinden nefret eden, çaresizlikten zorla yapan, elalemin çocuklarına kötü davranan, kendi sağlıksız ideolojisine yaklaştırmak için uğraşan, taciz eden, kötü davranan, döven, söven öğretmenler yok mu?

Lafa geldi mi, "memleketin her köşesi bizim" klişesine sarılan ama atandığı ücra köye gitmeyen, gitse bile hemen kaçan ya da kaçmak için fırsat kollayan öğretmenlerin varlığı masal mı? Artık çocuklara verecek hiçbir şeyi kalmamışken ve binlerce öğretmen işsizken, atanamamışken hala bir şey öğretebiliyormuş gibi davranan öğretmenlerin varlığı reddedilebilir mi?

Peki öğretmenler, hakettikleri değeri görebiliyor mu? Ücretli öğretmenlik denen ucube sistemle, asgari ücretin altındaki bir parayla köle gibi çalıştırılmıyor mu? 25 senelik öğretmenler yoksulluk sınırının altında yaşamıyor mu? Şımarık, kendi çocuğunu dünyanın en zeki ve özel çocuğu zanneden tuhaf velilerle uğraşmak zorunda kalmıyorlar mı?

Müdüriyetin baskısını sürekli üzerlerinde hissetmiyorlar mı? Her sene değişen müfredat ve sisteme uyum sağlamak için yırtınmıyorlar mı? Hele özel okuldalarsa her şey üzerlerine yıkılmıyor mu? Çoğunlukla; temizlikçi, nakliyeci, boyacı, bakıcı muamelesi görmüyorlar mı? Ailelerinin terbiye veremedikleri çocukların tripleriyle uğraşmıyorlar mı? Ödev yapmadığı için kızdığı çocuğun ailesi mantar gibi karşısında bitmiyor mu, onu işten attırmakla tehdit etmiyor mu? Kendilerini vasıfsız, gariban, çaresiz hissetmek zorunda bıraktırılmıyorlar mı?

Bu saydıklarım buz gibi gerçekken biz ne bekliyoruz bu ülkenin eğitim sisteminden? Daha geniş oynayayım, bu ülkeden ne bekliyoruz?

Hadi mıhına bir daha vuralım. Bu kadar, arsız, şerefsiz, hırsız, rüşvetçi, güç delisi, dönek, katil, kötü ve karaktersiz kendi kendine yetişmiş olabilir mi? Öğretmenlerin, bu lüzumsuzların yetişmesinde hiç payı yok mu?

Öğretmen değer görmezse, değer veremez. Öğretmen açsa çocukları hiçbir manada doyuramaz. Öğretmene adil davranılmazsa, adaleti öğretemez. Öğretmen her manada şiddete maruz kalırsa, şiddetten uzak nesiller yetiştiremez. Öğretmenin psikolojisi düzeltilmezse, düzgün maneviyat ve psikolojiye sahip öğrenciler ortaya çıkmaz.

Bugünün siyasetinin, ekonomisinin, huzursuzluğunun, neden olduğunu merak etmeyenleri, gündelik saçma siyasetin rüzgarına kapılanları, olayların temeline inmeden yaşamanın normal olduğunu düşünenleri sallayın gitsin. Bu ülke için dertlenenler yazıyı bir daha okusun lütfen.

Bugün, üç kuruşluk hediyeler, standart sürprizlerle öğretmenlerine eyyam yapacak ve yarın yine aynı eziyeti çektirecek öğrenci ve velileri saygısızlıkla selamlar, bu vesileyle, ilkokul öğretmenim Ümran Şahin'in bir kez daha ellerinden öperim, haydi kalın sağlıcakla.