Ulu Önder’in vefatının ardından, gömüleceği şehri belirlemek için hiç tereddüt edilmedi. Bu şehir tartışmasız Ankara’ydı.
Dolmabahçe’den Meclise…
Dolmabahçe’de 16 Kasım Çarşamba günü saat 14’te başlayan saat 24’e kadar ziyaret, iki gün daha 10’dan 24’e dek azalmayan kalabalıkların ziyaretleriyle sürdü.
Cenazesi, 19 Kasım’da top arabasıyla Sarayburnu’na getirildi. Zafer Torpido’su, Yavuz Zırhlısı’na taşıdı. İzmit’te çıkarılan cenaze top arabasıyla yurt gezilerine çıktığı mavi trene Ankara’ya doğru yola çıktı…
Trenin geçtiği yollarda halk ellerinde meşalelerle rayların iki yanında bekliyorlardı. Trenin yolu adeta aydınlatılmıştı. 20 Kasım saat 10’da Ankara’ya ulaşıldı. Tabutu, kahve içtiği vagonun penceresinden çıkarıldı. Gar’da, savaş günlerinde evi ve karargâhı olan Direksiyon Binası’nın önünde bekleyen top arabasına alındı. Ardından, iki tarafı asker dizili caddede, 101 pare top atışı yapılarak önünden binlerin akıp geçeceği Meclis’in önündeki katafalka getirildi.
12 milletvekilinin katafalka yerleştirdiği tabutun iki tarafında 6 meşale vardı. Sağda solda birer general, subay ve erden oluşan heyet, çekilmiş kılıçlarıyla saygı nöbet tuttu. Saat 13’ten itibaren başta Cumhurbaşkanı olmak üzere saygı töreni başladı…
Taşındığı vagon, önünden indirildiği bina ve katafalkının yerleştirildiği meclis…
Hepsini bugün isterseniz ziyaret edebilirsiniz. Direksiyon Binası, Milli Mücadele’de Atatürk Konutu olarak, Meclis ise Cumhuriyet Müzesi olarak ziyarete açık. Mavi trenin o vagonu da Direksiyon Binası’nın hemen 50 metre ilerisinde…
Katafalkın Buruno Taut tarafından yapılan pastel boyayla resmi ve plan
Katafalkı
Katafalkı özeldi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin anıt binasını tasarlayan, tasarlarken, ‘Adeta özgürlük senfonisinin notalarını yazar gibiyim’ diyen Bruno Taut yapmış, katafalk tasarımı için teklif edilen parayı kabul etmeyerek, ‘Evlatlarıma bırakacağım bir teşekkür belgesi yeterli’ demişti. Taut, o günlerde hastaydı. Ciğerlerini üşütmüş ve tam iyileşememişti. Atatürk’e olan büyük sevgisi yüreğinde, Ankara’nın soğuk gecelerine meydan okurcasına çalıştı, katafalkı hazırladı. Belki de bu çalışması nedeniyle tam iyileşemedi ve bir ay kadar sonra hayatını kaybetti.
Bugün, Edirnekapı Şehitliği’ndeki tek gayrimüslim olarak yatıyor…
Anıtkabir’in yeri
Anıtkabir’in yeri için en doğru karar verilmeliydi, bir komisyon kuruldu. İlk aklan gelen, elleriyle kurduğu Atatürk Orman Çiftliği oldu. Başta iyi gibi görünen adres, eğlence mekânlarının, yeme-içme mekânlarının olması nedeniyle kabul görmedi.
Gençlik Parkı düşünüldü, benzer nedenlerle vazgeçildi. Eski Ziraat Mektebi, kente uzaktı. TBMM içindeki Kabatepe, çıkılması zor yüksekteydi ve kabalıkları kaldıracak meydanı olmadığı değerlendirildi. Kale de benzer nedenlerle elendi. Hıdırlık Tepesi. Kabatepe veya Kale gibiydi. Etnografya Müzesi. Cumhuriyetin ilk müzesiydi ama büyük toplulukları alacak meydanı yoktu.
Çankaya! Evet, çok uygundu. Ta ki Balıkesir Milletvekili, hukuk mezunu Süreyya Örgeevren Rasattepe fikrini ortaya atana dek. Üstüne İçel Milletvekili Emin, medrese mezunu İnankur, Atatürk’ün sağlığında,‘Bu tepe güzel bir anıt yeri!’ dediğini söylemesin mi? Bir de müthiş bir açıklama geldi: ‘Ankara’nın yerleşim yeri Etlik’ten Dikmen’e bir ay çizer. Bu, Türk bayrağının ayıdır. Rasattepe’nin yeri de bayraktaki yıldızın yeridir. Anıtkabir, Ankara’nın orta yerinde ve Türk bayrağındaki yıldız olacaktır.’
Yer konusunda kesin karar verilmiştir artık.
Rasattepe’nin adı bundan sonra Anıttepe olacaktı…
10 Kasım
Atatürk’ü anmak için saat 9’u 5 geçe hayat, bir dakikalığına duracak, seven tüm yürekler onunla buluşacak. Ankara’daysanız, sadece bu yazıda geçen özel buluşma yerleri bile onunla buluşmak için süreyi uzatacak.
Fotoğraflar için kaynak: Sonsuzluğa Giden Yolculuk Dolmabahçe’den Anıtkabir’e, Bora Öncü, 2013.