10 KASIM

Bugün 10 Kasım. Bir ölümlü bedenin bu dünyayı terk etse bile, bir fikrin sonsuza kadar yaşayacağının kanıtı... Bugünle ilgili gözünüzü dolduracak, sizi duygudan duyguya sürükleyecek şeyler yazabilirim ama başka bir açıdan bakmak istiyorum.

Eminim bu yazıyı okumadan sosyal medyanıza bakmış, çoğu samimiyetsiz ve hamaset dolu paylaşımları görmüşsünüzdür.

Atatürk'ü seviyor gibi görünmek zorunda olanlar, popüler akıma uymak için birbirinin aynı paylaşımları yapanlar falan çıkmıştır karşınıza.

İlerleyen saatlerde Anıtkabirde yaşanan bazı samimiyetsizlikleri de göreceksiniz sakın şaşırmayın.

Herkes bugün, bir yüce fikrin yaptıklarından bahsedecek. Firmalar, o yüce fikrin sahibinin sözlerini, sesini kullanacak, yetmeyecek yapay zekayla onu reklamlarında oynatıp, ertesi gün yeniden o fikirle taban tabana zıt şeyler yapacaklar, buna da şaşırmayın.

Siyasi erkin el değiştirmesiyle birlikte artan Atatürk eleştirileri ve bazı "güya" tarihçilerin nereden buldukları belli olmayan belgeleri yaymalarına, "ninem anlattıydı, dedem söylediydi, bizim bir tanıdığın amcasının oğlunun, kaynı duymuş" gibi son derece bilimsel (!) söylemlerle itibarsızlaştırma çalışmalarına, zamanında yanında yer almak için taklalar atıp sonra uzaklaştırılınca 540 derece dönenlere, hatta "nasılsa cevap veremez, nasılsa güç bizim elimizde" diyerek bel altı konularda bile fütursuzca davranmalarına şahit oluyorsunuzdur.

Lafa geldiğinde, tarihini, Metehan'dan hatta daha gerisinden başlatanlar, Göktürk’lerin, Selçuklu’ların, Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı olan ve o zamanki dünya şartlarında bataklığın içinden doğan bir nilüfer çiçeği gibi yeniden yapılanan Türkiye Cumhuriyeti ve kurucusuna saldırmaktan çekinmiyor.

Önce şu konuda anlaşalım. Atatürk Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkmadı. O günkü dünya konjonktüründe hiçbir imparatorluk yaşayamazdı artık. Atatürk ve arkadaşları, zaten pamuk ipliğiyle tutunmaya çalışan, Sevr'le lime lime edilen bir imparatorluktan medeni bir ülke çıkarmayı başarabildi. Yetmedi, Misak-ı Milli hedefiyle bize doğal sınırlarımızı miras bıraktı.

200 sene sonra siyasi konjonktür yeniden imparatorlukları gerekli kılarsa, emin olun başka biri çıkar ve bu ülkeyi yeniden imparatorluk yapar.

Oğuzlar'ın saçları, Göktürk'lerin bıyıkları, Selçuklu'ların miğferi, Osmanlı'nın sarığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin şapkası... Alayı bizimdir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sonsuz, minnet ve saygıyla. Ruhun şad olsun.