Yeni şiir kitabı ‘Suskun’ hakkında sanatseverlere bilgi veren Hikmet Dönmez şiirlerini yazarken ve kitaplaştırırken nelere dikkat ettiğini anlattı.
Esma ALTIN/ANKARA
Yeni kitabını yazarken konu ve temayı nasıl seçtiğini, eserlerinde nasıl bir tarz belirlediğini anlatan Dönmez, özellikle son şiir kitabı ‘Suskun’ hakkında sanatseverlere önemli bilgiler verdi. Dönmez: “Suskun 2020’de Ubuntu yayınlarından çıktı. ‘Suskun’ içerik olarak diğer kitaplarımdan farklı.” dedi.
‘İÇERİK OLARAK DAHA FARKLI’
Dönmez, özellikle son şiir kitabı ‘Suskun’ ile daha önceki şiir kitapları arasındaki farklılıklara değindi. Dönmez: “İlk kitabım ‘Adın Aşk’ı çıkarırken şiirlerimden seçtiklerimi kitap haline getirmeye ve okuyucuyla buluşturmaya odaklandığım için diğer detaylar üzerinde fazla duramadığımı fark ettim. Örneğin, şiir seçiminde farklı konuları içeren şiirler yerine büyük çoğunluğu duygusal içerikli şiirler seçmiş olmam, hece vezni ile ve serbest vezinle yazdığım şiirlerle karma yapmak gibi. İkinci kitabım, ‘Kızıl & Mavi’yi baskıya hazırlarken bu detaya dikkat ettim. Birkaç tane yine hece vezni ile yazdığım şiirlerimden koydum. Bunun nedeni, hece vezni ile yazılan şiirleri seven okuyucularım için birkaç tane bulunsun istedim. Üçüncü kitabım ‘Suskun’ Şubat 2020’de Ubuntu yayınlarından çıktı. ‘Suskun’ içerik olarak diğer kitaplarımdan farklı. Gerek şiir niteliği olarak gerekse geçmiş şiirlerimin ışığında ilerlerken eksiklerimi görüyorum, dostlarımın eleştirileri ve önerileri bana yol gösteriyor bunları üst üste koyunca da daha farklı şiirlerimin ortaya çıktığını düşünüyorum. Bu kitabımda ikinci bir bölüm koydum, ‘Acılarımız Unutulmasın Diye’ adıyla, burada ülkemizde ola gelen kadın cinayetleri, yüreğimizde katmerli acılar bırakan katliamlar ve aramızdan ayrılan değerler için yazdığım şiirler var.” dedi.
Yeni kitabı ‘Suskun’da hangi konulara ağırlık verdiğini ve şiirlerini yazarken nelere vurgu yaptığını açıklayan Dönmez şunları aktardı; “Bir toplumun şairleri, yazarları, ressamlar, müzisyenleri, gazetecileri bütün sanatçıları toplumun vicdanıdır. Dünyada ve ülkesinde bütün gelişmelere duyarsız kalmamalıdır. Ben de karınca kararınca şiirlerimde bilincimin yettiği kadar duyarsız kalmamaya özen gösteriyorum. ‘Suskun’ adlı kitabımın birinci bölümüne sevgiyi doğayı, dostluğu şiirlerimde işledim, bir örnek paylaşmak isterim sizinle;

YAŞAM
Şiir oyalı sevişlerin
Ve kır papatyası gülüşlerindir
Tutunduklarım
Sen de sıkı tut yaşamın bağrından
Kaytarması kolay olmasın sevda çığırından
Yaşamak Velveleye gelmez
Nasıl dokumuşsam
Dudaklarına vişne kızılını düğüm düğüm
Öylesine gerçektir
Kirpiklerimden döktüğüm
Ve narçiçeklerinden öptüğüm
Soyu tükenmiş Sevdalar yaratmaya gebe bilincim
Yalın kılıç kınına düşman
Dost güler düşman ağlar Biraz da bundandır sevincim”
Şiir kitabının ikinci bölümünden de detaylar veren Dönmez; “İkinci bölümde daha çok toplumsal olayları konu ettiğim şiirlerimden oluşuyor. Sanatçı çağa tanıklık etmişse onu geride bıraktığı eserlerinde miras olarak bırakmalıdır. Bu bir duyarlı sanatçı duruşudur. Eğer tanıklık ettiği olayların tanığı olarak gelecek kuşaklara aktarmak gibi bir telaşı yoksa o sanatçı değil, zanaatçıdır bence.” ifadelerini kullandı.
‘İNSAN SEVMENİN YOLU’
Yeni kitabında hedef kitle ile ilgili neleri amaçladığını ifade eden Dönmez sözlerine şöyle devam etti; “Yeni kitabımda önceki kitaplarımda olduğu gibi, daha çok okuyucuya ulaşarak onların duygularına seslenmeyi amaçladım. Şiir yazarken genel bir düşünce tarzınız olsa da o anın duygusunu yansıtıyorsunuz, isteyerek ya da istemeyerek. Benim duygusal bir yapım var, genelde olaylara bakış açım da bu ruh hali ile oluyor. Kadın hakları, çocuk hakları elbette insan haklarından ayrı değil ama sömürge, yarı sömürge ülkelerde kadınlar ve çocuklar sınıfsal anlamda sömürülürken bir de aile erki tarafından sömürülüyor. Toplumumuzda kadınların ve çocukların durumu beni her zaman çok etkilemiştir, insan sevmenin yolunun önce kadınları ve çocukları sevmekten geçtiğini düşünüyorum.”
Son kitabında yer alan şiirleriyle okuyucularında ne gibi duygular uyandırmayı hedeflediğini belirten Dönmez; “Bunu ne kadar başarabilirim ya da tek başına bir yazarın şairin ya da başka bir sanat dalındaki insanın böyle bir gücü var mı bilemem ama ben dünya üzerinde savaşların olmadığı, açlığın olmadığı, barışın, dayanışmanın, dostluğun hâkim olduğu bir dünya duygusunu, düşüncesini uyarmaya çalışıyorum. Şuna kesinlikle inanıyorum, Doğayı yaşanabilir ve hayvanı, insanı mutlu kılmanın tek yolu sevgidir. Önyargısız, çıkarsız, riyasız sevmek.” şeklinde konuştu.
Şiirin de toplumsal görevleri olduğuna dikkat çeken Dönmez; “Her sanat dalının olduğu gibi elbette şiirin de toplumsal bir görevi vardır. Sanat toplumun aynasıdır, ama aynayı nereye tuttuğunuzla ilgilidir sanata bakışınız. Yüzlerce metre yerin altındaki maden ocaklarında ekmek parası için canını hiçe sayarak çalışanların, varoşlardaki aç, yoksul, çöpten ekmek atıkları toplayanların, cinayetlere kurban giden kadınların kısacası top yekûn ezilen yok sayılan insanlar, ben bu kısımdayım, olmak zorundayım, aklım vicdanım ve bilincim bana bunu emrediyor.” şeklinde ifade etti.