Güneydoğu’dan gelen şehit haberleri giderek artıyor. Eskiden günde 1-2 şehit veriyorduk. Son günlerde bu sayı 10’a kadar çıktı.
Acaba terörle mücadele daha az kayıpla sürdürülemez mi? Bir yerde yanlışlık mı yapılıyor?
++
Geçenlerde aralarında emekli subayların da bulunduğu bir dost meclisinde tartıştık bu konuyu.
Askerlik görevini er olarak yaptığım için fazla konuşmadım, özellikle emekli subay dostların anlattıklarına kulak kesildim.
++
İşte onların anlattıklarından birkaç satır:
-Diyarbakır Bağlar’da özel harekat polislerini taşıyan midibüsün geçişi sırasında bombalı araç patlatıldı, 7 polis şehit oldu, 13 polis ve 14 sivil vatandaş yaralandı. Teröristlerin bombalı araçlarla saldırı düzenlemeleri yeni bir şey değil. O halde buna hazırlıklı olmak, 30’a yakın özel harekatçı polisi aynı araca bindirmemek, ulaşımı bir-iki kişilik zırhlı araçlarla yapmak gerekirdi.
-Nusaybin’de 5 asker ve 1 polis girdikleri terk edilmiş bir binada teröristlerce önceden yerleştirilmiş bombanın uzaktan kumandayla patlatılması sonucu şehit düştü. Terkedilmiş bir binaya, üstelik bomba konulmuş olma ihtimali de yüksek olduğu halde aynı anda 6 güvenlik elamanının girmesinde de yanlışlık var. O binalar bomba tehdidine karşı neden uzaktan imha edilmiyor, anlamak mümkün değil.
-Terörle mücadelede teknolojiden yeterince yararlanılmadığı endişesini taşıyoruz. Gelişmiş ülkeler canlı bombaları bile yüzlerce metre uzaktan tespit edebilirken bizim tonlarca bombayı yanına yaklaşmadan göremeyişimiz büyük bir zaaf oluşturuyor.
-Televizyondan izlediğimiz görüntülere göre bazı polisler miğfer ve kask takmıyor. Üzerlerinde gerçekten işe yarayan çelik yelekler olup olmadığı da meçhul.
-Teröristlerin konuşlandığı mekanların tespitinde hava araçlarından yeterince yararlanılıp yararlanılmadığı da zihnimizde oluşan bir diğer soru.
-Teröristlerin bölgedeki kimi belediyelerden lojistik destek aldığı biliniyor. Buna karşın o belediyelerin yönetimine neden el konulmadığı da aklımıza takılıyor.
-Türk ordusunda ağırlıklı eğitim hâlâ düzenli ordulara karşı mücadele verme esasına dayanıyor. Bu konuda yeni bir açılımın olması gerekiyor. Özel yetiştirilmemiş polislerin çatışma alanlarına gönderilmemesi de bir diğer tedbir olabilir.
++
Ordu ve polisimizin değerli kurmayları bu eleştiriler karşısında acaba nasıl bir değerlendirme yaparlar?